Dini etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Dini etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Şubat 2007

Selamlaşmak

Bir kimse Paygambere:

- İslam'ın en hayırlısı hangisidir? diye sordu.

Peygamber:

- Yiyecek yediren, tanıdığına tanımadığına selam verendir, cevabını verdi.

(Sahih-i Buhari)

18 Ocak 2007

Saf Tutma Adabı

Cemaat ile namaz kılma alışkanlığı azaldığından namazda saf tutma adabı da unutuldu. Mesela sadece iki kişiyle kılınan cemaat namazlarında imamın hemen sağında durulur ki bunun amacı saf halinde olabilmektir. Saf ise birlikteliği temsil eder. Oysa böyle durumlarda imamın sağında durması gereken kişi şimdi sağda ama çok arkada duruyor. Halbuki imamın topuk hizasının gerisinde olması yetiyor. Yine böyle durumlarda cemaate yeni biri katıldığında imamın sağında duran arkaya kayar ve gelen yeni şahısla imamın arkasında saf tutar ama bunu uygulayan da yok şimdi.

Bunlar nerden aklıma geldi? Önceki gün mailime gelen komik videoyu izleyince. Malum olduğu üzere yine saf tutma adabından biri de arka safta tek durmamak olduğundan cemaate sonradan gelen biri ön safta yer bulamadığında önden birini hafiften arkaya çeker veya işaret eder ki arkada iki kişi olunsun. Peki,
izleyelim bakalım, yeni gelen şahıs ne yapmış?

1 Ocak 2007

Hac?

Nerde okuduğumu hatırlamıyorum, Hadis olduğundan da emin değilim ama büyük ihtimalle İmam-ı Gazali'den olabilir, şöyle bir söz hatırlıyorum; "Ahir zamanda hacca gidenler 4 şey için gidecekler, zenginler turist olarak gidecek, fakirler dilenmek için, tüccarlar ticaret için, ulema ise şöhret için."

Cümle tam olarak böyle olmasa da manası bu idi.

Nerden aklıma geldi.
Şu videoyu izleyince düşündüm bunu. Kimseyi parasından dolayı ya da aldığı hizmetten dolayı kıskanıyor değilim. Ancak Allah'ın vakfe için gösterdiği Arafat Dağı'nı paraya göre parsellemek hiç kimsenin haddi ve hakkı değildir. Böyle bir duruma şirketlerin tevessül etmemesi gerektiği gibi Suudi hükümetinin de buna izin vermemesi gerekir. Müslümanların secde edebilecek boşluk bulamadıkları bir kalabalıkta tel örgülerin arkasında ayrı bir dünyada piknik yapar gibi vakfe yapmak da haddi zatında haccın ruhuna aykırıdır.

Tüm hacıların haccını Allah kabul etsin.

31 Aralık 2006

6 Kasım 2006

Nisa/Rical


Bayan okuyucuları biraz kızdıracak bir konu ama merak ediyorum; neden bu duanın erkekler için olanı yok? Niye sadece bayanlar için?

Duanın tercümesi?

"Allahım, kadınların şerrinden bizi koru,
Allahım, kadınların belasından bizi koru,
Allahım, kadınların fitnesinden bizi koru."

Bu dua sadece erkeklere mi hitap ediyor? Ben belki kadınlara hitap eden hali de vardır diye biraz araştırdıysam da bulamadım. Yani, "Allahım, erkeklerin şerrinden bizi koru..." diye devam eden bir dua yok. Ancak tabi ki kadının kadına şerri dokunmaz diyemeyeceğimize göre bu duayı kadınlar da okumalılar diye düşünüyorum.

Bir de 'dua duadır, biri böyle bir dua etmişse bunu genellemek gerekmez' denebilir ancak bu dua namaz tesbihatlarında yer almış, bir çok evradın içerisine girmiş bir dua. Dolayısıyla genelleyen ben değilim. Bunu da küçük bir bilgi notu olarak belirtmek istedim.

28 Ekim 2006

Kabe

Öyle bir yapı ki, insan biyolojisini, kimyasını, fiziğini, kısaca her şeyini etkiliyor. Bunun nedeni nedir diye düşünüyorum kendi kendime. Acaba hiç inancı olmayan biri görse ne hissedecek? Bunu gerçekten çok merak ediyorum. Çünkü orda adeta bir büyü var. Bu kelime uygun mu bilmiyorum ama anlatacak kelime bulamıyorum. Allah ile doğrudan bir ilişki içinde olduğunuzu düşündürüyor orası. İşte bu acaba sadece müminler için mi geçerli bir duygu? Giremiyorlar, girebilseler ne düşündüklerini öğrenmeyi çok isterdim.

Bütün ihtişamı ile karşımda görünce “Ey Allahım! Tüm günahlarıma rağmen beni tekrar buraya, senin evine aldın, misafir ettin. Bu senin rahmetinin ve mağfiretinin ne kadar geniş olduğunun göstergesi” dedim ve önce şükrümü eda ettim. Edebildim mi? Bilmiyorum ama etmeye çalıştım. Sonra bu duygularımı paylaşmak istedim vesile-i hayatlarımla. Fakat mümkün olmadı. Sadece tavaftakilerin yakarışlarını işitebildiler… Dakikalarca…

Kabe imamlarının okudukları ayetler adeta içinize işliyor. Adeta kelime kelime, cümle cümle anlıyor oluyorsunuz o ayetleri. Azap ya da yalvarış ayetleri geldiğinde zaten dünya ile irtibatınız kesiliyor. Hz. Ali’nin cihat esnasında yaralanan ayağının tedavisi için namaz anını seçmesi geliyor akla. Sebebini anlıyorsunuz.

Rüku anı yaklaştıkça o an geliyor diye sevinmeniz mi yoksa kıyamın biteceğinden dolayı üzülmeniz mi gerekiyor, kestiremiyorsunuz. Secdede duygularınıza tercüman olan gözyaşlarınızın cehennem ateşini söndürmeye yetmeyeceğini düşünüp havf ederken O’na bu derece yaklaşmış olabilmenin sevinci ile reca duygusunu aynı anda yaşıyorsunuz.

Tavaf ise apayrı bir ibadet. Neden Kabe’yi solumuza alıp dönüyoruz diye düşünüyorum. Sonra Mevleviler geliyor aklıma. Onlar da sola doğru dönmüyorlar mı? Sonra dünya… O da sola doğru dönüyor. Her şeyde var olan düzen ve hikmet… Bunun da vardır bir hikmeti diyerek vazgeçiyorum sorgulamaktan o eşsiz anın hazzını çıkarmaya çalışarak.

Yaptığımız her ibadetin güzelliğini ve aynı zamanda acziyetimizi zerrelerimize kadar hissettiğimiz müstesna bir mekan… Allah gidemeyenlere gitmeyi, gidenlere tekrar gitmeyi, gitmek istemeyenlere bu fikirlerinin yanlışlığını görmeyi ve isteyebilmeyi nasip etsin.