Kur'an etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kur'an etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Ağustos 2017

Hafız İsmail Biçer


İnsanoğlu genelde geçmişi ile ilgili pişmanlıklarını hatırlar ve bunları anlatır eşine dostuna ki, başkaları da aynı pişmanlıkları yaşamasın... Oysa bir çok insanın geçmişinde yaşamış olduğu ve o anı ya da anları veya anıları yaşadığı için mutlu olduğu, şanslı olduğunu hissettiği o kadar çok hatırası vardır ki...

İşte bana kendimi şanslı hissettiren güzel hatıralarımdan biri de rahmetli İsmail Biçer Hocanın tilavetini çok defa dinleme hazzına nail olmamdır. Kampüsün kapısından çıkar çıkmaz tüm ihtişamıyla karşıma çıkan Beyazıt Camii'nde eda ettiğim öğle namazlarından sonra biraz da derse geç kalmayı göze alarak rahmetli hocamızın tilavetini dinlerdim.

Son sınıfa geldiğimde ne yazık ki elim bir trafik kazası neticesinde vefat etiğini öğrenmiştim.

Şimdi sosyal paylaşım sitelerinde onun adına açılmış hesaplardan eski günlerimi yad ediyor, kulaklarımın pasını temizliyorum. İlgisi olanlar için; https://www.facebook.com/muhibbi.bicer ve https://www.facebook.com/hafizismailbicer adreslerini tavsiye ederim. Bu gönderide yer alan videosunda ise ne yazık ki benim hiç canlı olarak dinleme şansı elde edemediğim mevlid-i şerif kaydı var. Uzunca gibi ama dinlemeye değer.

Merhuma Allah'tan rahmet diliyorum bir kez daha.

22 Eylül 2014

İşte bunlar hep...

Son zamanlarda dikkatimi çeken ve beni rahatsız eden bir söylem var; özellikle sosyal medyada ve şakacı dostlar arasında sıkça tekrarlanan "işte bunlar hep..." diye başlıyor ve sonuna farklı ifadeler yerleştiriliyor. Bu söylem genellikle de aşağılanan, hor görülen durum ve davranışlar için kullanılıyor.

Burada eleştirisini yapacağım örneklere yer verip sayfamı elbette kirletmek istemiyorum ama dileyen Google aracılığıyla bu ifadenin nerelerde kullanıldığını görebilir.

Peki bu söylem benim niçin dikkatimi çekiyor ve neden rahatsız oluyorum?

Bu ifade (işte bunlar hep...) özellikle Elmalılı Hamdi Yazır'ın hazırladığı Kur'nı-ı Kerim mealinde sıkça kullanılmıştır. Genellikle tekit ve teyit maksatlı ayet meallerinde bu ifadeye rastlanmaktadır. Elmalılı Hamdi Yazır A'raf Suresi'nin 179. ayetini "Celâlim hakkı için Cinn-ü İnsten bir çoğunu Cehennem için yarattık, onların öyle kalbleri vardır ki onlarla doymazlar, ve öyle gözleri vardır ki onlarla görmezler ve öyle kulakları vardır ki onlarla işitmezler, işte bunlar behaim gibi, hattâ daha şaşkındırlar, işte bunlar hep o gafiller" Hac Suresi'nin 6. ayetini "İşte bunlar hep Allahın şübhesiz hak ve o muhakkak ölüleri diriltiyor ve hakıkaten her şey'e kadir olmasındandır" ve yine Bakara Suresi'nin 27. ayetini "ki Allahın ahdini misak ile bağlandıktan sonra bozarlar, Allahın vaslını emrettiğini kat'ederler ve yer yüzünde fesad yaparlar, işte bunlar hep o husrana düşenlerdir" şeklinde tercüme etmiştir.


Şimdi Kur'an meailinden bu kadar örnekleri varken "işte bunlar hep..." diye başlayıp abes ifadelerle devam eden diğer örneklerin dikkatimi çekmemesi mümkün değil. Benim (ve eminim bir çok Kur'an okuyucusunun) bundan rahatsızlık duymaması da mümkün değil. Adeta Kur'ani bir ifadenin alaya alınır şekilde kullanıldığı hissi uyandırıyor diğer örnekler. Bu da ciddi rahatsızlık oluşturuyor.

Bu ifadeyi belki kimileri bilinçli kullanıyordur da, benim bu konuyu buraya yazmamın amacı belki bilinçsizce kullananlara bir fikir veririm ümididir.