Av. Ali Kahya'nın şahsi web günlüğü. Geziler, düşünceler, siyaset, hukuk, aklıma ne gelirse 2005'ten bu yana yazıyorum.
23 Aralık 2006
Gökçeali Köyü
21 Aralık 2006
Fikrim Geldi
Son günlerde acıktığımda ilk aklıma gelen tad Turkish Pizza. Domino's Pizza'ya içim ısınmazdı. Bu taddan sonra vaz geçemez oldum.
Güzel bir golü güzel bir anlatımla dinlemek istersem de Ronaldinho'nun şu golünü izliyorum. Gerçi bazı yerlerini anlamıyorum ama bu konuda da Emir Can Hocamızın yardımını talep ediyoruz.
19 Aralık 2006
Cumhurbaşkanlığı Anketi
Benim kuşağımın hatırladığı seçimler eskilere nispeten daha rahat geçmişse de 7 yıllık süresi dolmaya 1 yıl kala spekülasyonları başlar. Oysa Anayasa'nın 101 ve 102. maddeleri Cumhurbaşkanında olması gereken vasıflarla nasıl seçileceği hakkında detaylı bilgileri verir. Demokrasiyi hazmedebilmiş her kişi ve kurum bu maddeleri bir defa okusa problem kalmayacak.
Ben de bir süredir bir anket düzenledim. Ankette saydığım bazı isimler Anayasa'nın ilgili hükümleri uyarınca Cumhurbaşkanı seçilemiyor da olsalar ben o isimleri de koydum. Neticede Cumhurbaşkanı seçmeye muktedir bir güç ya da sayı Anayasa'nın o maddelerini de değiştirmeye yetecek bir güç ve sayıdır. Ankete katılanların % 16'sı gönlümde başka biri var demiş. Doğrusu ben o seçeneği tıklayanların gönüllerinde kim olduğunu öğrenmek isterim. İşte fırsat, buyrun, burada paylaşalım; isimleri ve fikirlerimizi...
17 Aralık 2006
Yevm-i Firak
Bana bakarak gülümseyen gözlerde bir hüzün kendini hissettirir oldu. En önemlisi de artık annem daha duydusal yaklaşır oldu. Sohbetlerimizde durup dururken arada göz dolmaları falan. Sedece annem olsa.. herkesde bir farklılık vardı. Sanki ben yanlarındayken beni özlüyorlardı. Neyse dedim, durumu görmezden gelip ekmek elden su gölden yaslan yastığa bak keyfine döneminin tadını cıkarmaya devam edeyim dedim ama nafile, etrafımdakilerin gözlerinde gittikçe artan o ifade izin vermedi. Ne yalan söyleyeyim iki üç gün kala, liseden bu yana aileden ayrı olan ben dahi biraz duygusalımsı havalara girdim.
Ne oluyor derken biletimin üstünde yazan tarih geldi de çattı. 11.08.2006 O gün bir başkaydı. Bahçedeki ağaçlar, hava, yudumladığım çay, kopardığım ekmek en önemlisi de baktığım gözler farklıydı. Açıkcası ben de bir başkaydım. Rüya gibi düşündüğüm gün gerçekten gelmişti. Gerçi alışkındım uzaklara gitmeye, biletlere. Ama bu başkaydı. Bir kere benim biletlerimde gideceği yer İstanbul yazardı, bunda ise İzmir. Son saatler derken son dakikalar.. Aile, annem babam, büyükler, halalarım, yengem, kuzenler falan.. e artık alalım çantayı diyorum. Benden önce alan eller oluyor. Vedalaşma da başlamış oluyor.
Ulu çınarlardan dedeciğim gururla karışık sulu gözleri, diğerlerinin dualara karışan elvedaları.. Anneciğimin bir selin habercisi dolmaya başlayan gözleri. Ama babamın tanımlayamadığım sessizliği. İlk defa bu haline tanık olmanın şaşkınlığıyla tanımlamaya çalıştığım hüzünlü sessizliği. Ve tabi birisi. Kalabalık içerisinden bir ses. Gözlerine bakmaya cesaret edemediğim bir ses içerisine bir çok duyguyu yoğunluğuyla barındırarak "allahasmarladık" diyor. Artık başlıyot yolculuk. Aarkama bakmaya yüzlerce metre ilerde cesaret edebildiğim yolculuk, İzmir Er Eğitim taburuna giden yolculuk...
14 Aralık 2006
Tebdil-i Mekan
Yaşlı anne- babasını evinde onun için yaptırdıkları küçük bir odada hayatta iki vazgeçilmezi belki de tek zevkleri olan sigara ve çayı ile gününün ekserisini bu odada geçiren bir insan. Belkide biri yalnızlığına biri de bilmediğimiz sıkıntılarına iyi geliyordu o iki vazgeçilmezi. Hatırlarım da eline geçen parayla bize aldığı lokumu, inanın o lokumun tadını tatlılarıyla meşhur yerlerde dahi bulamadım. Belki de bu unutulmaz tad onu bütün servetiyle almasındaki samimiyetin katkısıylaydı.
Ömrümde bir kez sinirli gördüm onu. Henüz küçüktüm o zaman. Ama hatırlıyorum da o halinde dahi babamın, yani abisinin müdahalesiyle dinivermişti o denizin taşkınlığı. Bu yönüyle çogu insandan daha akıllı olduğunu söyleyebilirim.
Ve şimdi gitti. Sıralamayı hiçe sayarak, daha ana, baba, abileri dünyanın çileleriyle uğraşırken , sessizce vatan-ı aslisine; dostun, yar'ın, ceddin yanına gitti. Uğurlar ola amcacığım. Tekrar görüşmeyi beklesem de görüşme zamanını bilemiyorum. Belli mi olur, belki yarın belki de yarından da yakın.