Ahmet Hakan'ın "süper muhafazakar bir ailenin çocuğu olarak" yılbaşı kutlamalarına yönelik geçmiş hatıralarını kaleme aldığı yazısından bugün Taha Kıvanç'ın "PTT, ya da pijama, terlik, televizyon" başlıklı yazısını okurken haberdar oldum.
Her iki yazıyı ve Taha Kıvanç'ın verdiği linklerdeki yazıları okuduğumda benim kendi hatıralarım aklıma geldi. "Ultra" muhafazakar bir ailenin çocuğu olarak küçüklüğümde birkaç defa komşu çocuklarıyla yılbaşı akşamlarında bir araya gelip çerez yediğimizi, tombala oynadığımızı hatırlıyorum. Bununla beraber yılbaşı gecesinin bizim kültürün bir parçası olmadığını bilirdik. Yaptığımız tenakuz muydu? Bence değildi. Yılbaşını kutlayan bir dostumun ya da komşumun o sevincine iştirak etmek neden kötü olsun ki? Yeterki eğlencenin dozu ve şekli çizgi dışı olmasın.
Netice-i kelam, yılbaşı geceleri belli bir zaman sonra muhasebe gecesi oluyor aslında. Düşünüyorum da 2006 ile 2007 arasında nasıl bir değişiklik oldu ki 2008 farklı olsun? Biz "bir günü bir gününe eşit olan zarardadır" diyen bir Peygamberin ümmeti iken bir yılın bir yılına eşit olmasını nasıl açıklayacağız?
Bunları düşünüyorum bu gece.
Her iki yazıyı ve Taha Kıvanç'ın verdiği linklerdeki yazıları okuduğumda benim kendi hatıralarım aklıma geldi. "Ultra" muhafazakar bir ailenin çocuğu olarak küçüklüğümde birkaç defa komşu çocuklarıyla yılbaşı akşamlarında bir araya gelip çerez yediğimizi, tombala oynadığımızı hatırlıyorum. Bununla beraber yılbaşı gecesinin bizim kültürün bir parçası olmadığını bilirdik. Yaptığımız tenakuz muydu? Bence değildi. Yılbaşını kutlayan bir dostumun ya da komşumun o sevincine iştirak etmek neden kötü olsun ki? Yeterki eğlencenin dozu ve şekli çizgi dışı olmasın.
Netice-i kelam, yılbaşı geceleri belli bir zaman sonra muhasebe gecesi oluyor aslında. Düşünüyorum da 2006 ile 2007 arasında nasıl bir değişiklik oldu ki 2008 farklı olsun? Biz "bir günü bir gününe eşit olan zarardadır" diyen bir Peygamberin ümmeti iken bir yılın bir yılına eşit olmasını nasıl açıklayacağız?
Bunları düşünüyorum bu gece.