10 Eylül 2006

Haydi Erkekler!

Retroseksüel, metroseksüel derken şimdi de überseksüel çıktı. Dünyada bir çok erkeğin çizgisini 45 yaşındaki bir kadın belirliyor. Bakın erkeğin yeni çizgisi ne olmalıymış; “Metroseksüeller kendi görünüşleri ve yaşam biçimlerine saplanıp kalmıştı. Überseksüel erkek eski tarz maço heteroseksüelliğe geri dönüyor. Kendine güvenli, erkeksi duruşunu koruyan, iyi şarap ve kaliteli puro seven, siyaseten bilinçli, dünyanın gidişatı ile ilgili, kaliteyi önemseyen ve sırdaş olarak erkekleri seçen erkekler”

Hadi hayırlısı, bakalım yeni çizgimize uyum sağlayabilecek miyiz? Yoksa tam uyum sağladığımızda yeni bir çizgi mi ortaya atacak Marian Salzman ablamız?

8 Eylül 2006

Gece

Gece bitmez oldu. Yağmur da yağmıyor ama burnuma toprak kokusu geliyor. Özüm ve dönüşüm… Kulağıma bir şey fısıldanıyor adeta. “O” diyor, “O, O da seviyor seni.” Varlığın en kötüsü sızıyor bir taraftan içime doğru. Mücadele başlıyor. Benim ak dediğime kara diyor. Didişiyoruz. Işığı söndürüyorum, karanlıkta hakkından daha iyi gelebilirim diye düşünüyorum. Pes etmiyor. Sonunda akan 2 katre ama öyle bir katre ki varlığa işaret ediyor… Ve öyle sıcak ki… Buzu eritiyor. Mücadeleyi kazanıyorum. İki kanat misali açılıyor bu defa ellerim. Babamın en mübarek yerden kıpkızıl gözlerle otel odasına gelip “tırtu” dediği an geliyor aklıma. Göz yaşlarının sel olduğunu gördüğüm gece geliyor aklıma. Yakınlıkla beraber yakinin derecesi de artıyor, hissediyorum. Beyin hücrelerimin zerrelerine kadar değiştiğini hissediyorum adeta.

Sonra karanlık aydınlanıyor Seninle. Mevcudiyetimin varlığını gösteriyor ışık. Bitmez oldu diye başladığım geceye, bitmese keşke diye devam ediyorum.

Ve gece bitmiyor...

Bitmesin gece...

7 Eylül 2006

Sena

Bugün malum kandil. Berat Kandili. Berat etmeyi ümit ettiğimiz bir gece. Birçok internet sitesinde, bloglarda bu gecenin fazileti ile igili, bu gecede okunması gereken dualar vs. zikredilmiş.

Benimse bir kelime dikkatimi çekti. Bir çok yerde peygamber (S.A.S.)’in şu duası zikrediliyor; "Allah'ım azabından affına, gazabından rızana sığınırım, Senden yine Sana iltica ederim. Sana gereği gibi hamd etmekten acizim. Sen kendini sena ettiğin gibi yücesin" Bu duada nedense “
sena” kısmını hemen her yerde “sana” diye yazmışlar. Yani “sen kendini sana ettiğin gibi yücesin” diye yazılmış genelde. Hatta bir yerde bunu “sanâ” diye de gördüm.

İşin doğrusu sena; övgü, övme anlamına gelmektedir. Yani Allah (C.C.) Yüce Kitapta bir çok yerde kendini övmüştür aslında ve Peygamber Efendimiz buna atıfta bulunmaktadır bu duasında. Kısaca bu duanın son cümlesi ile diyoruz ki “Ey Allahım, biz seni sena edemeyiz, bundan aciziz. Sen elbette Kur’an ’da kendini sena ettiğin gibi yücesin.”