(Yorumlarıyla bloguma katkı sağlayan muhterem Mehmet abimizden bir yazı geldi. Teşekkürler Mehmet abi.)
Erzurumun itibarlı alimlerinden biri de Mehmet Kırkıncı Hocaefendidir.
Eserlerinden de anlaşılacağı üzere hoca efendi hoş sohbet,yumuşak yaklaşımlı,nüktedan bir irşad üslubuna sahiptir.
Kimseyi itham etmez,ayıplayıp suçlamaya yönelmez.
Mutlaka bir nükte,bir fıkra ile konuyu rahatlatır,tatlı bir yaklaşımla irşadını etkili kılar.
Nitekim günün birinde oldukça zengin biri müracaat eder Hocaefendiye:
Her şeyim var;fakat huzurum yoktur.
Bana bir çare bul der.
Sözlerine şunu da ilave eder: Doktorlar muayene ediyorlar, hiçbir rahatsızlığın yok diyorlar. Hatta vücudumda vitamin eksikliği dahi olmadığını söylüyorlar.
İşte burada hoca efendi söze karışır:
Dur bakalım dur,der.
Birde biz bakalım şu vitamin eksikliğine.
Eğer dedikleri gibi vitamin bolluğu olsaydı,sende bu rahatsızlık olmayacaktı,mutlaka işin içinde bir eksiklik söz konusu…
Sorusunu şöyle sorar:
Saçlarda yaşlanma belirtisi olan beyazlanma başlamış.
Namazlarını kılıyor musun? İbadetle aran nasıl?
Adam zorlada olsa gerçeği itiraf eder:
Hayır, henüz namaz kılmaya başlamadım.
Hocaefendi:
Bak der, sende manevi vitaminlerden (A) vitamini yok, gördün mü?
Sonra tekrar sorar:
Oruçla aran nasıl?
Tutuyor musun?
Adam yine zorlanır:
Hayır, der, henüz oruç tutmaya başlamadım.
Oooo, der hocaefendi, sende (B) vitamini de yok.
Sormaya devam eder:
Zengin olduğunu söyledin, zekatını nasıl hesap ediyorsun?
Şey, der, yani henüz zekat filan da vermiyorum.
Hocaefendi büsbütün hayrettedir:
Bak hele, der, sende (C) vitamini de yoktur.
Nasıl huzur bulacaksın bu kadar vitamin eksikliğiyle?
Aralarındaki diyalog şu şekilde sürer gider:
Hacca gittin mi?
Henüz hacca gidecek vaktim olmadı.
Neler söylüyorsun sen. Demek sende (D) vitamini de yok.
Peki, bir de aldığın gıdalara bakalım.
Kazancına haram karışıyor mu?
Evet azda olsa karışıyor.
Gördün mü, der Hocaefendi.
Sen mikroplu gıdalarda almışsın. Elbette huzurun olmaz, rahattan mahrum kalırsın.
Hocaefendi sözlerine şunları da ekler:
Bütün bunlara rağmen senin kurtulman yine de mümkün.
Çare vardır.
Yeter ki sen bu vitamin eksiklerini tamamla.
Birde mikroplu gıda alma.
Allahın izniyle sende en küçük bir rahatsızlık, huzursuzluk kalmayacak, turp gibi olacaksın...
Erzurumun itibarlı alimlerinden biri de Mehmet Kırkıncı Hocaefendidir.
Eserlerinden de anlaşılacağı üzere hoca efendi hoş sohbet,yumuşak yaklaşımlı,nüktedan bir irşad üslubuna sahiptir.
Kimseyi itham etmez,ayıplayıp suçlamaya yönelmez.
Mutlaka bir nükte,bir fıkra ile konuyu rahatlatır,tatlı bir yaklaşımla irşadını etkili kılar.
Nitekim günün birinde oldukça zengin biri müracaat eder Hocaefendiye:
Her şeyim var;fakat huzurum yoktur.
Bana bir çare bul der.
Sözlerine şunu da ilave eder: Doktorlar muayene ediyorlar, hiçbir rahatsızlığın yok diyorlar. Hatta vücudumda vitamin eksikliği dahi olmadığını söylüyorlar.
İşte burada hoca efendi söze karışır:
Dur bakalım dur,der.
Birde biz bakalım şu vitamin eksikliğine.
Eğer dedikleri gibi vitamin bolluğu olsaydı,sende bu rahatsızlık olmayacaktı,mutlaka işin içinde bir eksiklik söz konusu…
Sorusunu şöyle sorar:
Saçlarda yaşlanma belirtisi olan beyazlanma başlamış.
Namazlarını kılıyor musun? İbadetle aran nasıl?
Adam zorlada olsa gerçeği itiraf eder:
Hayır, henüz namaz kılmaya başlamadım.
Hocaefendi:
Bak der, sende manevi vitaminlerden (A) vitamini yok, gördün mü?
Sonra tekrar sorar:
Oruçla aran nasıl?
Tutuyor musun?
Adam yine zorlanır:
Hayır, der, henüz oruç tutmaya başlamadım.
Oooo, der hocaefendi, sende (B) vitamini de yok.
Sormaya devam eder:
Zengin olduğunu söyledin, zekatını nasıl hesap ediyorsun?
Şey, der, yani henüz zekat filan da vermiyorum.
Hocaefendi büsbütün hayrettedir:
Bak hele, der, sende (C) vitamini de yoktur.
Nasıl huzur bulacaksın bu kadar vitamin eksikliğiyle?
Aralarındaki diyalog şu şekilde sürer gider:
Hacca gittin mi?
Henüz hacca gidecek vaktim olmadı.
Neler söylüyorsun sen. Demek sende (D) vitamini de yok.
Peki, bir de aldığın gıdalara bakalım.
Kazancına haram karışıyor mu?
Evet azda olsa karışıyor.
Gördün mü, der Hocaefendi.
Sen mikroplu gıdalarda almışsın. Elbette huzurun olmaz, rahattan mahrum kalırsın.
Hocaefendi sözlerine şunları da ekler:
Bütün bunlara rağmen senin kurtulman yine de mümkün.
Çare vardır.
Yeter ki sen bu vitamin eksiklerini tamamla.
Birde mikroplu gıda alma.
Allahın izniyle sende en küçük bir rahatsızlık, huzursuzluk kalmayacak, turp gibi olacaksın...
Hayırlı Sabahlar
YanıtlaSilBilmukabele teşekkür ederim
Rabbim hiç kimseyi maddi ve de manevi vitaminlerini eksik etmesin ve bunlardan uzak koymasın
Sağlık ve saadet dolu günler temennisiyle;
Muvaffakiyet dolu işler dilerim.
amin, a.r.olsun.
YanıtlaSilrabbim razı olsun...
YanıtlaSil@1q@r!p kul; hoşgeldiniz. allah cümlemizden razı olsun.
YanıtlaSil