Trabzon'dan yaklaşık 2-3 saat süren bir yolculuğun ardından Hopa! Yol; bir tünel, bir köprü şeklinde sürdü. Denize dikey girişler yapan dağlardan ancak bu şekilde geçişler yapılarak ulaştık Hopa'ya.
Hopa küçük bir yer. 2 km uzunluğunda ve denize paralel tek caddesinden başka bir şeyi yok. Hayır, abartmıyorum, caddeyi kesen sokakaları bile yok çünkü cadde üzerindeki binaların hemen ardından yüksek dağlar başlıyor. Caddede sıra ile Tekel bayisi, internet kafe, pide ve döner salonuna rastlanıyor. 4. dükkan tekrar Tekel bayisi ve sıralama aynen devam ediyor.
Saat 16'da akşam oluyor ve olan hayat da duruyor. Gürcistan'a 18 km uzaklıkta olması büyük ahlaki çöküntü yaşatmış. Ancak buna bağlı olarak sınır ticareti çok yaygın.
Ve çay... Bir kafede oturup çay istedim, sallama çay getirdiler. Tabi itiraz edince değişti. Çay merkezinde sallama çayı kabul edeceğimi düşündüler galiba. Ve buranın insanlarının gayretlerine hayret ettim, gıpta ettim; dağ yamacında zor şartlarda 100 metrekarelik alanlara çay ektiklerini gördüğümde memleketim Hatay'da yüzlerce dönümlük düz arazilerde atıl bırakılan onlarca dönümlük kısımları hatırladım.
Hopa küçük bir yer. 2 km uzunluğunda ve denize paralel tek caddesinden başka bir şeyi yok. Hayır, abartmıyorum, caddeyi kesen sokakaları bile yok çünkü cadde üzerindeki binaların hemen ardından yüksek dağlar başlıyor. Caddede sıra ile Tekel bayisi, internet kafe, pide ve döner salonuna rastlanıyor. 4. dükkan tekrar Tekel bayisi ve sıralama aynen devam ediyor.
Saat 16'da akşam oluyor ve olan hayat da duruyor. Gürcistan'a 18 km uzaklıkta olması büyük ahlaki çöküntü yaşatmış. Ancak buna bağlı olarak sınır ticareti çok yaygın.
Ve çay... Bir kafede oturup çay istedim, sallama çay getirdiler. Tabi itiraz edince değişti. Çay merkezinde sallama çayı kabul edeceğimi düşündüler galiba. Ve buranın insanlarının gayretlerine hayret ettim, gıpta ettim; dağ yamacında zor şartlarda 100 metrekarelik alanlara çay ektiklerini gördüğümde memleketim Hatay'da yüzlerce dönümlük düz arazilerde atıl bırakılan onlarca dönümlük kısımları hatırladım.
Evet bir işte mütehayyir kalan veya birşeye dalarak tefekkür eden adam velev zihnen olsun, ister ki; birisi gelsin, kendisiyle o hayreti, o tefekkürü paylaşsın...
YanıtlaSilİşarat-ül İcaz
@emirdağ çiçeği; zihnen değil lisanen söylüyorum; buyrun gelin, o hayreti ve tefekkürü paylaşalım.
YanıtlaSil@enver; abi teşekkürler; güzel bir düsturu hatırlattınız bize.
abi biz hatayın deliçay (abdullah abinin deyimiyle nurçay) köylüleri olarak dağlarımızı da kullanıma açtık. gel bak istersen hep zeytin ağacı...
YanıtlaSilFatih İşgören kardeşimize selamlar.
YanıtlaSilArada bizim bloglara da teşrif etseler fena olmaz yani .
:-)
@fatih işgören; deliçay (nurçay) bir bakıma karadenizin kardeşi sayılır. örnek mahmut amcan. bu nedenle orayı hatay kavramı dışında düşünmek lazım.
YanıtlaSil@cenkunal; cenk abi, yorumcu mu lazım? :)