28 Eylül 2006

Ticari Ahlak

Özellikle de son on yılda ismine sıkça rastlanan 'yeşil sermaye' olgusunun derinlemesine analizi yapılması gereken ciddi bir sosyal konu olduğu konusunu düşündüğüm bir sırada değerli bir arkadaşımın bu vasıfla tavsif ettiği bir işletme ile ilgili şikayetini bana aktarması üzerine çok kısa da olsa konuya burada eğilmek istedim.

Ne yazık ki, toplumun (bilhassa dindar toplumun) dindar tüccarlara karşı ciddi bir antipatisi var. Bunun kaynağı; eğer bir komplo teorisyeni iseniz bu tüccarların gelişmesini istemeyenlerdir. Fakat gerçekçi bir yaklaşım sergilemek gerekirse bu düşüncenin kaynağı bizzat dindar tüccarlardır. Çünkü ticari ahlakın tek bir maddesini bile uygulamaktan uzak bu kesim insanlarda güvensizlik oluşturmuş, neticesinde dini ticaretlerine alet ettikleri kanaatinin yerleşmesine sebep olmuşlardır. Bundan yeşil olmayan sermayeye sahip tüccarların ticari ahlakı bihakkın uyguladıkları anlamı çıkmaz. Ancak dindar kimliği ile ortaya çıkan kişiler yüklendiği işi herkesin yaptığından çok daha fazla dikkat ve özenle yapması gerektiğini, üzerindeki yükün kat kat fazla olduğunu, her bir davranışının ve sözünün sadece kendisini değil büyük bir toplumun davranışı ve sözü olarak algılanacağını bilmesi gerekir. Nasıl ki tesettürlü bayanların dindar bir kimliğe yakışmayacak davranışları toplumda büyük makes görüyor ve yadırganıyorsa aynı durum dindarım diye ortaya atılan tüccarlar için de geçerlidir.

Böyle bir gerçeklik ortada olmakla beraber işin biraz da başka penceresini de açmak gerekirse, bu tüccarları eleştiren dindar kesime düşen görev de böyle durumlarda yaptığı veya yapacağı eleştiriyi bizzat tüccarın kensdisine ve yetkilisine yapmak, durumu izah etmek ve ayrıca bu durumu umumileştirmek anlamana gelecek biçimde her platformda dile getirmemek olmalıdır. Ve asıl önemli olanı tekrar vurgulama gerekiyor ki; bu tüccarların haricinde ticaret yapan diğer tüccarlar da hiçbir zaman dört dörtlük olmadıkları gibi herkes parasının akıbetinin ne olacağını da düşünmek zorundadır. Biri yüksek fiyatla satar, biri ucuz fiyatla… Fakat biri gider fakiri doyurur, diğeri gider sizden kazandığı para ile akşam alem yapar.

7 yorum:

  1. boyle guzel bir yazi neden boyle bitirilir ben de onu anlamam, uzgunum, bence sonu olmamis
    "Fakat biri gider fakiri doyurur, diğeri gider sizden kazandığı para ile akşam alem yapar."

    YanıtlaSil
  2. her yiğidin bir yoğurt yeme biçimi vardır ya, ben de işte ne kadar eleştirsem de o beğenmediğiniz son cümlem aklıma geldiğinde yine de gider bu kadar eleştirdiğim insanlarla yaparım ticaretimi (genelde). ancak ulaşabiliyorsam en yetkilisine kadar da konuyu izah etmeye çalışır, burda yazdığım fikirlerimm aynen onlarla da paylaşırım.

    elbette benim de yanılma payım vardır.

    YanıtlaSil
  3. tercihlerinize kimsenin itiraz etme hakki yok ama "Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel" baslikli bir blogda "hayirsever-alemci" seklinde bir kutuplastirmayi anlamak zor

    YanıtlaSil
  4. Bence yazı gayet güzel ve mantıklı.Hem muhteva,hem üslub,hem de giriş,gelişme ve sonuç olarak.Yazının içeriği(muhtevası)ile bloğun başlığı olan "Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel"cümlesi arasında ben şahsen bir tezatlık göremiyorum.Kutuplaşma öyle hemen"hayırsever-alemci"karşılaştırmalarıyla oluşacak kadar basite indirgenilmemeli.Bu kadar hassas,alıngan davranılmamalı.O zaman elimizi kolumuzu bağlayalım hiçbir gözlem,analiz,karşılaştırma yapmayalım.

    YanıtlaSil
  5. sevgili murat, eğer gerçekten de yazımın o son cümlesi sizin anladığınız gibi anlaşılıyırsa, yani, bir "kutuplaşma" çağrıştırıyorsa size hak vermek gerekir. ancak ne ben o niyetle yazdım, ne o manayı sezinleyebiliyorum, ne de diğer okuyuculardan bu yönde bir tepki aldım. aksine emircan hocanın tepkisi çok farklı olmuş.

    buna kutuplaşma demekten ziyade bir duruş belirleme diyebilir miyiz acaba? tekrar değerlendirelim isterseniz.

    emircan hocam, yazı ile ilgili düşüncelerinizden dolayı teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  6. gerçi söz konusu tüccarlar olmuş ama konu hayatın her kesminde
    heralde. yani mesleği ne olursa olsun müslüman taşıdığı kimliğin hakkını her yerde her zaman olabildiğince yerine getirmeye çalışmalı. yoksa hesap münferit kalmıyor malesef. bahriyeli

    YanıtlaSil
  7. çok doğru, haklısın fatih.

    YanıtlaSil