27 Mayıs 2007

Birlik

Kısa bir aradan sonra tekrar buradayım.

Başta davetimize icabet eden tüm dostlarımıza, ben yokken blogumu yalnız bırakmayan sevgili Selim'e, düğün merasimimize iştirak ederek bizi memnun eden değerli blogcu dostlara, Selim'in "Ordaydım" başlıklı yazısında iyi niyet dileklerini belirten Mehmet Abi'ye, Gülçin'e, Anonim dosta ve Muhammed Sevgili'ye teşekkürlerimi bildiriyorum. Bu vesile ile darısı tüm bekarlara diyorum.

Bugün bir haber sitesinde rastladığım hayvanlar aleminden bahseden
video birlik olmanın gücünü anlatıyordu. Evlilik sürecine girdiğim günden bugüne hissettiğim birlikteliğin verdiği bu güç duygusunu bir haftadır daha derin hissetmeye başladığımı belirtmeliyim. Bundan dolayı da sevgili eşime ayrıca teşekkür ediyorum.

22 Mayıs 2007

Ordaydım

Önemli günlerin tanıkları “ben de ordaydım” diye övünürler ya, ben de Ali’nin düğününde “ordaydım” diyerek övüneyim. Bir de düğünler için genelde “rüya gibiydi” diye tarifler yapılır ya, Ali’nin düğünü kendisi için nasıldı bilmiyoruz ama biz davetlileri olarak bize rüya gibi geldi. Örnek bir düğündü. Ali’nin aylardır bizzat ilgilendiği organizasyonu mükemmeldi. Zaten davetiyelerimizi aldığımızda düğünün nasıl olacağını da tahmin etmek güç olmamıştı. Çok seçkin ve değerli bir davetli topluluğu vardı. Davetliler merasime katılmış olmanın mutluluğu ile birlikte uzun yıllardır göremedikleri ile bir araya gelmiş olmanın heyecanını bir arada yaşadılar. Blog camiasından da katılanlar vardı. Onlar da muhtemelen kendi bloglarında düğünden bahsedeceklerdir.

Bir ara Ali’ye yaklaşıp çektiğim fotoğraflardan blogda kullanabilip kullanamayacağımı sordum ama olumsuz cevap verdi. Bu yüzden fotoğraflardan yayınlayamıyorum.

Ali’ye ve eşine buradan tekrar tebriklerimi iletiyor, ömür boyu mutluluklar diliyorum.

19 Mayıs 2007

Baba

Önceki gün Ali'nin babası ile birlikte idim. Çok mübarek bir insan. Pamuk gibi sakalı var. Yüzü daima gülüyor. Alnı açık ve hatları düz. İnsana güven ve huzur veriyor.

Zamanında İstanbul'da yaşamış ancak buranın koşturmacasından usanmış ve memleketine taşınmış. Koşuşturmalarımızı gördükçe hayret ediyor olmalı ki şunu söyledi sohbetin bir yerinde; "eskiden azalarımızın biri fazla gelirdi, iki göze ihtiyaç yoktu, tek göz yetiyordu, iki kulağa da ihitiyaç yoktu, tek kulakla idare edilebilirdi ama şimdi bakıyorum herkesin bırakın iki tane olmasını 4 tane hatta 8 tane gözü kulağı olması gerekiyor burada" dedi. Bana çok ilginç geldi bu tespiti.

Söz aldım, soru cevap şeklinde bir sohbetle 70'i aşkın senedir yaşadıklarını buradan bizlerle paylaşacak. Ali'nin yapamadığını ben yapayım.