21 Mayıs 2006

Hayat Bir İmtihan

Uzun bir aradan sonra Beyazıt kampusu…

Her noktasında ayrı bir hatıramın olduğu bu bölgede olmak bana her zaman ayrı bir haz veriyor.

Ve yine uzun bir aradan sonra sınav heyecanı yaşamak… Doğrusu heyecan da var mıydı, pek kestiremiyorum. Neticede bir sınav havası vardı ama… Elimde kurşun kalemimle, cebimde sınav giriş kağıdımla da olsa…

Sonra… Yine uzun zamandır rastlamadığım o görüntü… Keşke hiç görmeseydim dediğim… Önümden geçen başı kapalı 3 bayanın başlarını açarak sınava girmeleri…

Bugün LES’e girdim.

Sınav öncesi hayatımın bir bölümü film şeridi gibi gözümün önünden geçti. Düşündüm; üniversiteye yeni girseydim, neler yapardım? Kafamdan bir anda geçenler;

• Şüphesiz yine Hukuk okurdum.

• Üniversiteyi zamanında bitirebilmek için gayret ederdim. 2 yılımın heba olduğunu düşündüm.

• Çok kişinin heyecanla beklediği yaz mevsimlerinde eve kapanıp bütünleme sınavlarına çalıştığım aklıma geldi. Tatili bu şekilde geçirmek sıkıcıydı. Şimdi olsa daha çok çalışır, bütünlemeye kalmaz ve hayalini kurduğum yerleri gezerdim.

• Hukuk fakültesinde devam mecburiyeti yoktu. O kadar çok vaktimiz oluyordu ki aslında… Dil öğrenmek için tam zamanı idi. Halen geçmiş değil ama eminim o dönem daha rahat olurdu.

• 20’li yaşlarımın sonunda geçirdiğim talihsiz bir dönemi yaşamamak için daha düzenli bir hayat yaşardım (Elbet kader). Spor yapardım, beslenmeme dikkat ederdim.

Evet, bizim literatürümüzde “keşke”nin yeri elbette yoktur ama bu, geçmişten ders alınmak için dile getirlmiş bir keşkeler listesidir.

18 Mayıs 2006

Tezgah



Bu tezgah tam 97 yıldır tıkır tıkır çalışıyor. İsteyenlere satılabilir.

15 Mayıs 2006

Türkçe

Bir arkadaşım "bagaj" kelimesini "bağaj" olarak telaffuz etmeme güler. Bu nerden aklıma geldi? Bir blogda yazım hataları üzerine yazılan yorumlardan birinde "paragraf" kelimesinin "parağraf" olarak kullanılmış olması konu edinilmişti. Birbirine benzeyen bu iki durum karşısında Türk dili kullanıcılarına bir katkım olur düşüncesi ile kısa bir izah yapmayı uygun gördüm. Bunu burada konu edinmiş olmamdan ötürü özellikle bahsi geçen blogcu arkadaşın blogunda anonim olarak yazan yorumcunun benim olduğumu düşünebileceğinden, peşinen söylemeliyim ki, o yorumcu ile herhangi bir bağım yoktur. Ancak "paragraf" kelimesini yazarken olmasa da telaffuz ederken ben de "parağraf" olarak kullanırım, aynen "bağaj"da olduğu gibi.

Bilindiği üzere Türkçe latin harfleri ile yazılmadan önce arap alfabesi ile yazılıyordu. Yukarıda örneğini verdiğim ve daha bir çok buna benzer başka kelimelerde arapçadaki 'ق' harfine tekabul eden latin harfindeki 'g' harfi osmanlıcada 'غ' harfi ile karşılığını bulmuştur. Bu harfin telaffuzu da şimdiki yumuşak g'ye yani 'ğ' harfine benzer. Dolayısı ile "paragraf" ve "bagaj" kelimeleri Osmanlıcada "parağraf" ve "bağaj" olarak yazılmakta ve kullanılmakta idi. Zaten Türk Dil Kurumu da kelimeleri bu şekilde arayanları "..... yerine aşağıdakilerden birini bulmak istediyseniz tıklayınız" şeklinde yönlendiriyor. Oysa kelime tamamen yanlışsa böyle bir şeye gerek duymuyor.

Varmak istediğim nokta şu; özellikle yabancı dillerden Türkçemize girmiş bulunan bazı kelimelerin Türkçede kullanılış biçimleri yukarıda izah etmeye çalıştığım sebepler gibi çeşitli nedenlerden ötürü değişim gösterebiliyor. Doğru olan "bagaj" "paragraf" olsa dahi kelimenin diğer türlü kullanılması halinde yanlış kullanılmış olduğu kannatinde değilim.

Yeri gelmişken ifade etmeliyim ki, bu blogda yazılan her yazının yazım kurallarına uygun olması için elden gelen gayret gösterilmekle birlikte, hata halinde bu hataların tarafıma elektronik posta aracılığı ile iletilmesinden memnuniyet duyarım.