23 Eylül 2007

Mahalle Baskısı mı Dediniz? O Ne?

Son günlerin popüler tabiri mahalle baskısını toplum yıllardır yaşıyor ama ne hikmetse şimdi gündeme geldi bu baskı. Niçin? Çünkü baskıyı uygulayanların farklılaşacağı öngörüsü var. Önceleri baskıyı uygulayanlar şimdi kendilerine baskı yapılacak korkusundalar.

Türkiye Medine Bircan’ı unutmadı. 2002 senesinde İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesine getirilen kanser hastası Medine Bircan’ın sağlık karnesindeki fotoğrafı başörtülü olduğu için tedavi edilmemiş ve hayatını kaybetmişti. Mahalle baskısı mı dediniz? Hayır, bu hastane baskısıydı.

Yıllardır üniversitelerin kapısında başlarını açmak zorunda kalan başörtülü öğrencilerin yaşadıkları da mahalle baskısı değildi. İkna odalarının kâşifi bugünkü CHP’nin milletvekili olan Nur Serter baskısıydı onun adı da.

Demokrasi bayramı niteliğinde sayılabilecek bir katılımla ve neticesi itibari ile mecliste büyük bir çoğunluğun temsilini sağlayan 22 Temmuz seçimlerinden çıkan sonuçların demokrasimiz için ne kadar anlamlı olduğu gün gibi ortada iken derin medyanın demokrasi abası altından sürekli darbe sopasını göstermesi de mahalle baskısı değil. Onun adına medya baskısı deniyor.

Rahmetli Turgut Özal sayesinde utancından kurtulduğumuz eski ceza yasasının 141,142 ve 163. maddeleri sayesinde, bugün başbakan olan bir kişinin cezalandırılmasına neden olan 312. madde sayesinde ömürleri adliye koridorları ile cezaevleri koğuşlarında geçmiş düşünce mağdurlarının üzerindeki baskı da mahalle baskısı değildi. O baskı da kanun baskısıydı.

Evet, çeşitli baskıları burada tek tek vasıflandırıp adlandırmaya kalkışsak yer darlığı çekilir. Türkiye’de türban veya başörtüsü üzerinden yaşanan bir iktidar mücadelesi var. Esasında sorunun tanımı bu. Türban ya da başörtüsünün bunu istemeyenler açısından çok da bir ehemmiyetinin olduğu kanaatinde değilim. Sorunun kaynağı bürokrat elitin iktidarını halka kaptırmak istememesidir. Kısaca bürokrasi demokrasiye direniyor.

5 yorum:

  1. heyttt be diyesim geldi Ali bey,

    gülay göktürk'ün çok güzel bir yorumu var bu konuda.aşağı yukarı cümleleri şöyleydi. "herkes yeni rejimden, yeni oluşumlardan korkuyor.Bir korku paranoyası tutturmuşuz gidiyoruz.İran mı olacak burası, herkes kapanacak mı, kapatılacak mı? Ama bunlar asılsız korkular.Oysa ortada bir realite var.Başını örttüğü için okuluna gidemeyen, meslek sahibi olamayan, her türlü hakkı elinden alınan kızlarımız var.Bunlar tamamen olan ve yaşanan gerçekler.Kendi aklımızda hayal ettiğimiz korkularla mı yaşayacağız, yoksa gözümüzün önünde birebir yaşadığımız engellerle mi?"

    pekde haksız sayılmaz hani.birilerinin uydurma korkuları yüzünden, birilerinin hayatları karartılamaz heralde.

    YanıtlaSil
  2. @ sayın A. Kahya,

    Yazınızı olduğu gibi, ve bir de açıklama ekleyerek bloğumda yayınladım. Açıklama bölümü, meseleyi izâh edecektir kanımca.

    Mezkur postaya, muhtemel yorumların sayfanıza bırakılması ile ilgili olarak şifâen bir tavsiye notu düşeceğim.

    Saygılarımla,

    * * *

    .:.: Yorum :.:.

    Mahalle baskısı, bir halüsinasyondur; ciddi zeka yoksunuğu ile beliren klinik bir vakıadır.

    Rektörler cemiyetinin, bir an evvel meseleye el atmasını bekliyorum; bu iş onlara pek bi yakışır doğrusu..

    Ama.. işin içinde onlar da olduğu için; akedemisyenlerimizin yurt dışından ithal edilmesini öneriyorum.

    Böylelikle..

    (Amir kadromuz tarafından) hokkabaz bir demokrasi anlayışı yerine, realist bir demokrasi anlayışı ile hizmetimiz görülür ümidindeyim;

    futbolcu transferi gibi bişey bu, diye düşünelim.

    YanıtlaSil
  3. Hayırlı Günler Ali Bey
    Muhtemel bilmem ne baskılarından korku ve endişeye kapılanlar şu anda uygulamış oldukları katıksız katı baskılarını çok güzel izah etmiş vce teşhisi de isabetli yapmışsınız
    El insaf yahu
    Kim kime baskı yapıyor
    Hem dövüyorlar hem de dayak yemiş gibi feryat ediyorlar
    Bu kadar masum insanlara hem zülm edeceksin hem de iftira atacaksın
    İnsaf yahu...
    Pırıl pırıl kafalara,aydınlık kalplere,umut dolu yarınlara ve engin hoşgörü ve sabıra sahip bunca başörtülü genç kızlara ve hanımlara yapılan işkencelere bakıp utanmak lazım
    Edep yahu....
    Baskıdan endişe eden baskı yapmaz
    Demokrasi,özgürlük ve hürriyet herkes için gereklidir
    Bana göre sana göre diye de tariflenemez
    Toplumda özellikle mahallelerde kimsenin kimseyle sorunu yok
    İnsanlarımız arasında uhuvvet, tesanüd, teavun ve hoşgörüyle gayet güzel bir şekilde hayat devam ediyor ve İnşallah ta devam edecek
    Selamlar

    YanıtlaSil
  4. @suveyda; gülay göktürk'ün tespitleri çok yerinde. yorumunuz için teşekkür ederim.

    @kazım mızrak; yazıma verdiğiniz değerden ve nazik düşüncenizden dolayı teşekkür ederim.

    @mehmet abi; kimin kime baskı yaptığı önceki gün şişli'de belli oldu. emre aköz yazısında bahsetti ve emniyet de doğruladı. başörtülü bir hanımın yolda yürürken başını açmak isteyenlerin baskısına ne baskısı demek lazım acaba?

    YanıtlaSil
  5. abi çok güzel yazmışsın helal olsun

    YanıtlaSil