adım muhalefet dünkü temelsiz yazından sonra bu görüntüler çok hoşuma gitti bencede bu bayan ülkemizdeki en büyük sorunu dile getirmiş TAHAMMÜLSÜZLÜK ben buna şöyle diyorum ya benim tarafımda olursun yada sana yaşam hakkı tanımam
Bu bir infial sahnesidir diye düşünüyorum; aslında ceviz kabuğu gibi bir bahane ile ortaya çıkmış sanki; fakat işte, toplum olarak bu noktaya kadar geldik diye düşünüyorum; bardak taştı taşacak.. .
Yine de büyüklerimin hatırı ile; saygıyı, hoş görüyü tesis edelim diye temennide bulunuyorum. Yanlış her yerde ve her zaman yanlıştır.. . milletimiz de bir gün bunun idrakına şuûruna varacak inşâ Allah.
Web sitesi sağlıklı çalışmadığı için, ya da başka bir ifade ile cevap vermediği için; sizin bloğun şablonu da düzenli bir şekilde görünmüyor.
Size tavsiyemiz.. Blogger yönetici konsolundan, şablonunuzu yedekleyip, şablonu yeni bir tanesiyle değiştirmenizdir.
Yeni şablon arıyorken, blogger temel şablonlarından birisini geçici olarak kullanın. Böylelikle, bloğunuzu bu şekilde dağılmış gören ziyaretcilerin.. endişe duymalarının önüne geçmiş olursunuz.
Şuanki şablonu bir not defterine yedekleyin, Googlelite.free.fr sitesi yeniden çalışmaya başlayınca; bu şablonu kullanmaya devâm etmek isteyebilirsiniz.
Dipnot 1: Bu yazımız, bir blogger hizmeti olmayıp; ardı sıra gelebilmesi muhtemel sorulara cevap yazma sorumluluğunda olmadığımızı beyân ederiz.
Dipnot 2: [ www.googlelite.free.fr ] sitesinin, bildiğimiz Google ile bir bağlantısı olmadığını söyleyebilirim; bu site, [ www.free.fr ] sitesinden üyelik ile edinilmiş özel bir kullanıcıya ait sanırım.. ve muhtemelen artık kapanmış.
* * *
Konu hakkında, yukarıda belirtiğim bağlantı adresine (veya buraya) bilgi ve düşüncelerinizi ifâde edebilirsiniz.
uyarınız üzere şablonumu değiştirdim. eski şablon düzelene kadar (belki her zaman ya da bir süre) bu şablonu kullanalım bakalım. en eski şablonum olduğu için yadırgamadım da. ancak kodları yerleştirmem için vakit lazım, o da malesef şimdilik yok.
Şuân için sayfa normal görünüme kavuşmuş, her şey yolunda gibi. Yukarıdaki yazımda anlatılan problem de şu saat itibariyle hâlâ yürürlükte :) Gel zaman, git zaman bakalım neler olacak.. nihayi tasarruf, ve karar elbette sizlere aittir; biz acizâne öneride bulunmuştuk.
muhalefet bak sana bu sefer muhalefet etmiyorum senin beğeneceğin bir yazı gönderiyorum.bakalım buna ne kul takacaksın, ama bence senin tahammül sınırın bayağı dar gibi neyse bak senai demirci ne yazmış;.......... "Küçücüktüm. Sıkı sıkı laik olmam tembihlendi bana. Okul sıralarında öğrenecektim ki, “Her çocuk laiklik fıtratı üzerine doğar; cahil ve taşralı babası, başörtülü ve köylü anası onu hıristiyan ya da yahudi hatta –Allah korusun- müslüman bile yapabilir.” Tanrı beni affetsin, babamdan alacağım harçlık hatırına, anamın önüme koyduğu tadına doyulmaz dolmalar uğruna, evde laik değilmişim gibi davranmak zorunda kaldım. Çocukluğumun laiklik günlerini korku ve ürpertiyle geçirdim. Kendimi çöllere vurup kimselerin duymayacağı yerlerde “Ben laikimmmm...!” diye avazım çıktığı kadar bağırmayı çok özlediğim oldu. Gece yarısı teheccüdlere kalkıp “Ben laikim, ben laikim, ben laikim...” diye gizli gizli 99’luk tesbihler çekemedim.
Biraz daha büyüdüğümde, evrende her şeyin Tanrı’nın buyruğu altında olduğunu söyleyen din bilgisi öğretmenimin saldırısına uğradım. “Güneş, ay ve yıldızlar Tanrı’nın belirlediği yörüngelerde akar”mış! Hatta bazı kendini bilmez fen bilgisi öğretmenleri de aynı şeyi söyleyince, laikliğe olan imanımı, yönümü gizlice Ankara’ya doğru çevirerek, bir nevi kalbî rabıta yaparak, tazelemek zorunda kaldım. Tek avuntum, güneş, ay ve yıldızların çok uzakta oluşuydu. Yeryüzündeki laikliğim için bir tehdit oluşturmaları uzak bir olasılıktı. Tanrı laik gençlerimizi korusun böylesi fitne fesat hocalardan.
Zor günler geçirdim. İlkgençlik yıllarımda “Kamusal alanda Allah’a yer yoktur!” diyen kahraman ablalarım yoktu. Yıldızdan, aydan, güneşten geçtim; gögsüme kadar sokulmuş kalbimin bile Allah’ın dilediği gibi çalıştığını o günlerde acı bir gerçek olarak öğrendim. Doğuştan asil olan kanımın da, ben uyurken meselâ, benden habersiz, benim iyiliğim için binlerce kilometre tutan damar ağımda Allah’ın rahmetiyle sorunsuzca dolaştırıldığını söylediklerinde, laik olmayan bedenimden utanmaya başladım. Kamusal değil tanrısal bir alanda yaşadığımı dehşetle farkettim. Ergenlik sivilcelerimin sebebi de Allah bilir budur. Üstelik, “Kamusal alanda Allah’a yer yoktur!” diyen kahraman laik ablamın video görüntülerini tekrar tekrar seyretseydim o günlerde, bu sözleri bile dilini, damağını ve dudağını kullanarak, yani tam da Allah’ın belirlediği bir yöntemle, yine Allah’ın emriyle aldığı nefesi gırtlağında Allah’ın kurallarına göre belirlenen bir mekanizmayla sese dönüştürerek söylediğini görecek, laikliğe imanım ortasından çat diye çatlayacaktı. “Kamusal alanda Allah’a yer yoktur!” cümlesini bari, Allah’ın belirlemediği bir yöntemle söyleyemez miydi, Allah aşkına? Bir laiki, sözlerini ağızlarını kullanarak ifade eden imamlarla aynı safta görmek beni hayli üzerdi doğrusu.. Tanrı’ya şükür ki iman zaafımın olduğu yıllara denk gelmemiş bu görüntüler!
Yaşım kırkı geçti. İlkgençliğin ukala sorgulamalarını, çocukluğumda aklıma musallat olan fitne fücur düşünceleri bir kenara bıraktım. İnancı sağlamlaşmış bir laik sayabilirim kendimi. Üstelik, laiklik konusunda oldukça katı inançlı imamlarımız, yani önderlerimiz var artık. Misal: Geçenlerde Deniz adında bir büyüğümün kalabalıkları yara yara Salacak sahiline doğru yürümesi, yanına “din kardeşlerini” de alıp cemaat halinde şarap içmesi beni öylesine duygulandırdı ki, “işte”, dedim, “koyu dindar bir laik böyle olmalı!” Şaraplarını öylesine kutsal bir vecd içinde içiyorlardı ki, laik olmayan Arapların şehri Mekke’de, laiklik gafillerinin yuvalandığı Kâbe’nin dizi dibinde kutsal zemzem suyunu huşû ile içmelerine ancak böylesine şık bir karşılık ve laik bir alternatif bulunabilirdi. Ne diyebilirim; helal olsun! Bir de içimi yakıp kavuran büyük özlemimi buraya yazayım ki, bana dua edesiniz. İlk fırsatta, ben de bir çok “hacı laik kardeşim” gibi, Ankara’daki muhtelif mübarek mermerlere yüz sürüp göz yaşı akıtmak, kutsal Tandoğan meydanında “Türkiye laiktir, laik kalacak!” şeklinde telbiyeler getirmek, gökleri Allah’a rağmen delen adı üzerinde laik ve yüce “gökdelen”ler etrafında tavaf etmek, Köşk’ün gül kokulu örtüsünden bir parça koparıp evimde kıbleye asmak, -kahrolası gafletim yüzünden- kendi çocuklarım için yapamadığımı ileride doğacak ilk torunum için yaparak göbek bağını Anıtkabir toprağına gömmek istiyorum. Dunızdan mahrum bırakmayın bu laik ağabeyinizi.." (senai demirci beyin yazısı)
A.Yahya kardeşim, Görüntüleri ilk kez izledim tesekkürler, dediginiz gibi:Keşke seçilebilecek bir yerde seçtirebilecek bir partide olsaydı. not:müslüman, müslümana tahammülsüz olamaz asla..... tahamülsüzlük bize zarardan başka hiçççç birşey vermez..... ALLLAHA emanet olunuz
adım muhalefet dünkü temelsiz yazından sonra bu görüntüler çok hoşuma gitti bencede bu bayan ülkemizdeki en büyük sorunu dile getirmiş TAHAMMÜLSÜZLÜK ben buna şöyle diyorum ya benim tarafımda olursun yada sana yaşam hakkı tanımam
YanıtlaSilsevgili anonim muhalefet; ben bir yazı yazdım ve temelsiz yazdım diyelim. hadi siz de bir yorum yazın da temelli olsun.
YanıtlaSil#
YanıtlaSilBu bir infial sahnesidir diye düşünüyorum; aslında ceviz kabuğu gibi bir bahane ile ortaya çıkmış sanki; fakat işte, toplum olarak bu noktaya kadar geldik diye düşünüyorum; bardak taştı taşacak.. .
Yine de büyüklerimin hatırı ile; saygıyı, hoş görüyü tesis edelim diye temennide bulunuyorum. Yanlış her yerde ve her zaman yanlıştır.. . milletimiz de bir gün bunun idrakına şuûruna varacak inşâ Allah.
@ Ali bey, web sayfanızda bir problem var gördüğüm kadarıyla..
YanıtlaSilSüveydâ 'nın bloğunda da aynı problem vardı.. oraya bir yazı yazmıştım gündüz vakti, bir okuyun derim.
Farkettiğim üzere, sizin şablon da problem çıkaran ve şuân cevap vermeyen aynı web sitesinden hizmet alıyor..
[ Bağlantı ]
Hatta buraya da aynen alıntılamak isterim mezkûr yazıyı,
* * *
# Bilgi
Web sayfanız bir kaç gündür zar zor açılıyor, ziyaretcileriniz de bunun farkındadır muhtemelen..
Sayfa açıldıktan sonra ise, şablon dağılmış olarak beyaz fon üzerinde sadece yazılar görünür halde bir düzen alıyor.
Bunun nedeni, kullandığınız şablonu destekleyen web sitesinin doğru düzgün çalışmıyor olmasıdır.
[ www.googlelite.free.fr ]
Web sitesi sağlıklı çalışmadığı için, ya da başka bir ifade ile cevap vermediği için; sizin bloğun şablonu da düzenli bir şekilde görünmüyor.
Size tavsiyemiz.. Blogger yönetici konsolundan, şablonunuzu yedekleyip, şablonu yeni bir tanesiyle değiştirmenizdir.
Yeni şablon arıyorken, blogger temel şablonlarından birisini geçici olarak kullanın. Böylelikle, bloğunuzu bu şekilde dağılmış gören ziyaretcilerin.. endişe duymalarının önüne geçmiş olursunuz.
Şuanki şablonu bir not defterine yedekleyin, Googlelite.free.fr sitesi yeniden çalışmaya başlayınca; bu şablonu kullanmaya devâm etmek isteyebilirsiniz.
Dipnot 1: Bu yazımız, bir blogger hizmeti olmayıp; ardı sıra gelebilmesi muhtemel sorulara cevap yazma sorumluluğunda olmadığımızı beyân ederiz.
Dipnot 2: [ www.googlelite.free.fr ] sitesinin, bildiğimiz Google ile bir bağlantısı olmadığını söyleyebilirim; bu site, [ www.free.fr ] sitesinden üyelik ile edinilmiş özel bir kullanıcıya ait sanırım.. ve muhtemelen artık kapanmış.
* * *
Konu hakkında, yukarıda belirtiğim bağlantı adresine (veya buraya) bilgi ve düşüncelerinizi ifâde edebilirsiniz.
Saygı, ve selâmlarımla..
yorumlarınız için teşekkür ederim kazım bey.
YanıtlaSiluyarınız üzere şablonumu değiştirdim. eski şablon düzelene kadar (belki her zaman ya da bir süre) bu şablonu kullanalım bakalım. en eski şablonum olduğu için yadırgamadım da. ancak kodları yerleştirmem için vakit lazım, o da malesef şimdilik yok.
@ Ali Kahya
YanıtlaSilŞuân için sayfa normal görünüme kavuşmuş, her şey yolunda gibi. Yukarıdaki yazımda anlatılan problem de şu saat itibariyle hâlâ yürürlükte :) Gel zaman, git zaman bakalım neler olacak.. nihayi tasarruf, ve karar elbette sizlere aittir; biz acizâne öneride bulunmuştuk.
Saygılarımla,
muhalefet bak sana bu sefer muhalefet etmiyorum senin beğeneceğin bir yazı gönderiyorum.bakalım buna ne kul takacaksın, ama bence senin tahammül sınırın bayağı dar gibi neyse bak senai demirci ne yazmış;..........
YanıtlaSil"Küçücüktüm. Sıkı sıkı laik olmam tembihlendi bana. Okul sıralarında öğrenecektim ki, “Her çocuk laiklik fıtratı üzerine doğar; cahil ve taşralı babası, başörtülü ve köylü anası onu hıristiyan ya da yahudi hatta –Allah korusun- müslüman bile yapabilir.” Tanrı beni affetsin, babamdan alacağım harçlık hatırına, anamın önüme koyduğu tadına doyulmaz dolmalar uğruna, evde laik değilmişim gibi davranmak zorunda kaldım. Çocukluğumun laiklik günlerini korku ve ürpertiyle geçirdim. Kendimi çöllere vurup kimselerin duymayacağı yerlerde “Ben laikimmmm...!” diye avazım çıktığı kadar bağırmayı çok özlediğim oldu. Gece yarısı teheccüdlere kalkıp “Ben laikim, ben laikim, ben laikim...” diye gizli gizli 99’luk tesbihler çekemedim.
Biraz daha büyüdüğümde, evrende her şeyin Tanrı’nın buyruğu altında olduğunu söyleyen din bilgisi öğretmenimin saldırısına uğradım. “Güneş, ay ve yıldızlar Tanrı’nın belirlediği yörüngelerde akar”mış! Hatta bazı kendini bilmez fen bilgisi öğretmenleri de aynı şeyi söyleyince, laikliğe olan imanımı, yönümü gizlice Ankara’ya doğru çevirerek, bir nevi kalbî rabıta yaparak, tazelemek zorunda kaldım. Tek avuntum, güneş, ay ve yıldızların çok uzakta oluşuydu. Yeryüzündeki laikliğim için bir tehdit oluşturmaları uzak bir olasılıktı. Tanrı laik gençlerimizi korusun böylesi fitne fesat hocalardan.
Zor günler geçirdim. İlkgençlik yıllarımda “Kamusal alanda Allah’a yer yoktur!” diyen kahraman ablalarım yoktu. Yıldızdan, aydan, güneşten geçtim; gögsüme kadar sokulmuş kalbimin bile Allah’ın dilediği gibi çalıştığını o günlerde acı bir gerçek olarak öğrendim. Doğuştan asil olan kanımın da, ben uyurken meselâ, benden habersiz, benim iyiliğim için binlerce kilometre tutan damar ağımda Allah’ın rahmetiyle sorunsuzca dolaştırıldığını söylediklerinde, laik olmayan bedenimden utanmaya başladım. Kamusal değil tanrısal bir alanda yaşadığımı dehşetle farkettim. Ergenlik sivilcelerimin sebebi de Allah bilir budur. Üstelik, “Kamusal alanda Allah’a yer yoktur!” diyen kahraman laik ablamın video görüntülerini tekrar tekrar seyretseydim o günlerde, bu sözleri bile dilini, damağını ve dudağını kullanarak, yani tam da Allah’ın belirlediği bir yöntemle, yine Allah’ın emriyle aldığı nefesi gırtlağında Allah’ın kurallarına göre belirlenen bir mekanizmayla sese dönüştürerek söylediğini görecek, laikliğe imanım ortasından çat diye çatlayacaktı. “Kamusal alanda Allah’a yer yoktur!” cümlesini bari, Allah’ın belirlemediği bir yöntemle söyleyemez miydi, Allah aşkına? Bir laiki, sözlerini ağızlarını kullanarak ifade eden imamlarla aynı safta görmek beni hayli üzerdi doğrusu.. Tanrı’ya şükür ki iman zaafımın olduğu yıllara denk gelmemiş bu görüntüler!
Yaşım kırkı geçti. İlkgençliğin ukala sorgulamalarını, çocukluğumda aklıma musallat olan fitne fücur düşünceleri bir kenara bıraktım. İnancı sağlamlaşmış bir laik sayabilirim kendimi. Üstelik, laiklik konusunda oldukça katı inançlı imamlarımız, yani önderlerimiz var artık. Misal: Geçenlerde Deniz adında bir büyüğümün kalabalıkları yara yara Salacak sahiline doğru yürümesi, yanına “din kardeşlerini” de alıp cemaat halinde şarap içmesi beni öylesine duygulandırdı ki, “işte”, dedim, “koyu dindar bir laik böyle olmalı!” Şaraplarını öylesine kutsal bir vecd içinde içiyorlardı ki, laik olmayan Arapların şehri Mekke’de, laiklik gafillerinin yuvalandığı Kâbe’nin dizi dibinde kutsal zemzem suyunu huşû ile içmelerine ancak böylesine şık bir karşılık ve laik bir alternatif bulunabilirdi. Ne diyebilirim; helal olsun!
Bir de içimi yakıp kavuran büyük özlemimi buraya yazayım ki, bana dua edesiniz. İlk fırsatta, ben de bir çok “hacı laik kardeşim” gibi, Ankara’daki muhtelif mübarek mermerlere yüz sürüp göz yaşı akıtmak, kutsal Tandoğan meydanında “Türkiye laiktir, laik kalacak!” şeklinde telbiyeler getirmek, gökleri Allah’a rağmen delen adı üzerinde laik ve yüce “gökdelen”ler etrafında tavaf etmek, Köşk’ün gül kokulu örtüsünden bir parça koparıp evimde kıbleye asmak, -kahrolası gafletim yüzünden- kendi çocuklarım için yapamadığımı ileride doğacak ilk torunum için yaparak göbek bağını Anıtkabir toprağına gömmek istiyorum. Dunızdan mahrum bırakmayın bu laik ağabeyinizi.." (senai demirci beyin yazısı)
@kazım mızrak, anonim; katkı ve yorumlarınız için teşekkür ederim.
YanıtlaSil"Gel zaman, git zaman bakalım neler olacak.. nihayi tasarruf, ve karar elbette sizlere aittir; biz acizâne öneride bulunmuştuk."
YanıtlaSil#
Şeklinde, konuşmuşluğumu hatırlıyorum efendim..
Buna istinaden.. size, [ www.googlelite.free.fr ] sitesinin şu saatlerde çalışıyor olduğunu âcizane haber etmek istedim.
Nihâyi tasarruf, ve karar sizindir.
Saygılarımla,
teşekkür ederim kazım bey. şimdilik blogun yeni görüntüsünden memnunum. ama düşünmeniz ve unutmamanız bizi fevkalade memnun etmiştir.
YanıtlaSilsağlık ve afiyetle.
@
YanıtlaSilBen de.. anlayışınıza, tevâzunuza teşekkür ediyorum efendim.. . sağolun,
A.Yahya kardeşim,
YanıtlaSilGörüntüleri ilk kez izledim tesekkürler,
dediginiz gibi:Keşke seçilebilecek bir yerde seçtirebilecek bir partide olsaydı.
not:müslüman, müslümana tahammülsüz olamaz asla..... tahamülsüzlük bize zarardan başka hiçççç birşey vermez.....
ALLLAHA emanet olunuz
@mihriye sultan; yorumunuz için teşekkür ederim.
YanıtlaSil