29 Ekim Cumhuriyet Bayramını kutlarım.
Bu vesile ile Said Nursi'nin Cumhuriyet anlayışını anlattığı kısa anekdetonu da buraya almayı uygun gördüm.
***
[Eskişehir Mahkemesinde gizli kalmış ve resmen zapta geçmemiş ve müdafaatımda dahi yazılmamış bir eski hatırayı ve lâtif bir kıssa-i müdafaayı beyan ediyorum.]
Orada benden sordular ki: "Cumhuriyet hakkında fikrin nedir?"
Ben de dedim: "Yaşlı mahkeme reisinden başka daha siz dünyaya gelmeden ben dindar bir cumhuriyetçi olduğumu elinizdeki tarihçe-i hayatım ispat eder. Hülâsası şudur ki: O zaman, şimdiki gibi, hâli bir türbe kubbesinde inzivada idim. Bana çorba geliyordu. Ben de tanelerini karıncalara veriyordum. Ekmeğimi onun suyu ile yerdim. Benden sordular, ben dedim: Bu karınca ve arı milletleri cumhuriyetçidirler. Cumhuriyetperverliklerine hürmeten, taneleri karıncalara veriyorum."
Sonra dediler: "Sen Selef-i Salihîne muhalefet ediyorsun."
Cevaben diyordum: "Hulefâ-i Râşidîn; hem halife, hem reisicumhur idiler. Sıddîk-ı Ekber (r.a.) Aşere-i Mübeşşereye ve Sahabe-i Kirama elbette reisicumhur hükmünde idi. Fakat mânâsız isim ve resim değil, belki hakikat-i adaleti ve hürriyet-i şer'iyeyi taşıyan mana-yı dindar cumhuriyetin reisleri idiler."
Şualar / 14. Şua
Bu vesile ile Said Nursi'nin Cumhuriyet anlayışını anlattığı kısa anekdetonu da buraya almayı uygun gördüm.
***
[Eskişehir Mahkemesinde gizli kalmış ve resmen zapta geçmemiş ve müdafaatımda dahi yazılmamış bir eski hatırayı ve lâtif bir kıssa-i müdafaayı beyan ediyorum.]
Orada benden sordular ki: "Cumhuriyet hakkında fikrin nedir?"
Ben de dedim: "Yaşlı mahkeme reisinden başka daha siz dünyaya gelmeden ben dindar bir cumhuriyetçi olduğumu elinizdeki tarihçe-i hayatım ispat eder. Hülâsası şudur ki: O zaman, şimdiki gibi, hâli bir türbe kubbesinde inzivada idim. Bana çorba geliyordu. Ben de tanelerini karıncalara veriyordum. Ekmeğimi onun suyu ile yerdim. Benden sordular, ben dedim: Bu karınca ve arı milletleri cumhuriyetçidirler. Cumhuriyetperverliklerine hürmeten, taneleri karıncalara veriyorum."
Sonra dediler: "Sen Selef-i Salihîne muhalefet ediyorsun."
Cevaben diyordum: "Hulefâ-i Râşidîn; hem halife, hem reisicumhur idiler. Sıddîk-ı Ekber (r.a.) Aşere-i Mübeşşereye ve Sahabe-i Kirama elbette reisicumhur hükmünde idi. Fakat mânâsız isim ve resim değil, belki hakikat-i adaleti ve hürriyet-i şer'iyeyi taşıyan mana-yı dindar cumhuriyetin reisleri idiler."
Şualar / 14. Şua
ya ben anlamadim bunu?? :(
YanıtlaSilsizin gibi dil üstadesi bir hanımaefendinin anlamamasına bir anlama veremedim.
YanıtlaSilyorumu yazarken ustad said nursi'nin soyledigi, sizin de aktarmaya layik buldugunuz bir meseleyi anlamam gerektigini dusunuyordum. istahim kacti simdi.
YanıtlaSilben sizi gerçekten lisanını çok iyi kullanabilen biri olduğunuz için böyle bir cümle sarfettim. bir başka posttaki yorumunuzla buraya yazdıklarım arasında bir bağ kurmayın lütfen. işin doğrusu, gerçekten de sizin bu meseleyi anlamamanızı biraz garipsedim. ama zor bir metin değil. eminim ki, ön yargınızı kaldırdığınızda ilk okumanızla anlayacaksınızdır.
YanıtlaSilali abi sizin risalelerin üslubuna aşinalığınız, metni başkalarının anlamamasını garibsemenize neden olmuş olabilir. gerçi bence de zor bi metin deil ama heralde dediğiniz gibi dikkatle tekrar okunması icab edebilir. bu ara nelly hanımla birbirinize kullandığınız hafif hicivli üslubda yine dikkatimi çekti.
YanıtlaSilcumhuriyeti dogru anlama ve yaşama temennisiyle....
YanıtlaSilbak fatih, yine kaşıyorsun ortalığı :) ne hicivi yahu. ben edebi sanatlardan anlamam zaten. edebiyattan zar-zor geçerdim.
YanıtlaSiltemennilerine katılıyorum...
Olur mu ya, çok da kolay bir metin değil. Sindire sindire okumak lazım. Osmanlıca-türkçe lügat var, Abdullah Yeğin ağabeyin. Ben eskiden onunla birlikte okurdum. Çok faydası oldu.
YanıtlaSil