Günlerce devlet terörünü izledik. Günlerdir de ateşkes sonucunda Lübnan'a yerleştirilmesi planlanan Barış Gücünü konuşuyoruz. Kurdun kuzuları yok ettiği ormanlık bir alanda arslan kralın emri ile tavşan, kurbağa ne kadar masum varsa kurtla kuzunun arasına yerleşip güya barış sağlayacaklarmış. Olayın özeti bu.
Barış Gücünün dayanağı olan 1701 sayılı BM kararının 3. maddesini dikkatsizce de okusak esasında amacın ne olduğu ortaya çıkıyor; "...hiçbir güç Lübnan hükümetinin izni olmaksızın bölgede silah bulundurmayacak ve bölgede Lübnan hükümetinden daha üstün bir otorite bulunmayacak." Kısaca Hizbullah silah bulunduramayacak diyor bu madde. Olayın daha da özeti şu; İsrail beceremediği, eline yüzüne bulaştırdığı Hizbullah operasyonunu BM Barış Gücü sayesinde ve güya uluslararası gücü de arkasına alarak gerçekleştirmek için ihale açtı. Peki ihaleye kim girecek? Israrla Türkiye de girsin diyor? Sebep ne? Türkiye'nin mavi boncuğuna mı aşıklar? Elbette değil. Sebebini çözemiyorum işte... Ya komplo teorileri kurmak gerekiyor ya da susmak...
Ateşkes ilan edilmişse ve iyi-kötü şu ana kadar ateşkes bir şekilde devam ettirilebiliyorsa Barış Gücüne ne ihtiyaç var? Bunu da anlamıyorum.
Son olarak merak ettiğim bir husus; 1 ay boyunca izlediğimiz vahşetin sebebi gösterilen, 1500'e yakın sivilin katlini meşrulaştıran(!) kaçırılan 2 İsrail askerinin akıbeti ne oldu sahi?
Barış Gücünün dayanağı olan 1701 sayılı BM kararının 3. maddesini dikkatsizce de okusak esasında amacın ne olduğu ortaya çıkıyor; "...hiçbir güç Lübnan hükümetinin izni olmaksızın bölgede silah bulundurmayacak ve bölgede Lübnan hükümetinden daha üstün bir otorite bulunmayacak." Kısaca Hizbullah silah bulunduramayacak diyor bu madde. Olayın daha da özeti şu; İsrail beceremediği, eline yüzüne bulaştırdığı Hizbullah operasyonunu BM Barış Gücü sayesinde ve güya uluslararası gücü de arkasına alarak gerçekleştirmek için ihale açtı. Peki ihaleye kim girecek? Israrla Türkiye de girsin diyor? Sebep ne? Türkiye'nin mavi boncuğuna mı aşıklar? Elbette değil. Sebebini çözemiyorum işte... Ya komplo teorileri kurmak gerekiyor ya da susmak...
Ateşkes ilan edilmişse ve iyi-kötü şu ana kadar ateşkes bir şekilde devam ettirilebiliyorsa Barış Gücüne ne ihtiyaç var? Bunu da anlamıyorum.
Son olarak merak ettiğim bir husus; 1 ay boyunca izlediğimiz vahşetin sebebi gösterilen, 1500'e yakın sivilin katlini meşrulaştıran(!) kaçırılan 2 İsrail askerinin akıbeti ne oldu sahi?
Ali kardeşim, teşekkürler...Fahri köylün ilan etmişsin..eksik olma...birgün elbet gezeceğim oraları ama şu anda bana çok uzak..
YanıtlaSil:)gelelim asıl konuya..
işte arada bir konuştur şu hukukçu kimliğini de evrensel hukuk,uluslararası antlaşmalar haberimiz olsun bir yerlerden..saolasın..
Umarım -bizim adımıza- karar alanlar, bu görevi layıkıyla yerine getirirler. Yanlış kararlar bizi de bu kaos ortamında eritecek.. Umudum, hiçbir şeyin gözüktüğü gibi olmaması. Çünkü şu an gözüken her şey iç karartıcı..
YanıtlaSilSelamlar.
teşekkürler baver. gelecek yaz gezeriz artık.
YanıtlaSile-pes yani; işin açıkçası bu defa işimiz bir hayli zor. 1 martta açık-seçik asker gönderilmesine karşı idik. karşı da olmamız gerekiyordu. ancak şimdi durum öyle değil. bir taraftan göndermemiz gerektiğini düşünüyoruz ancak öbür taraftan da israilin vurdumduymaz ve güven vermeyen tavırları düşündürüyor.
hakkımızda hayıırlısı olsun demekten başka söyleyebileceğimiz pek bir şey yok gibi...