30 Nisan 2006

Sen!

Sen, ey sevgili! İsmi Yeni, kendi eski; sıfatı eski, kendi yeni binadaki mektebemde başladı ilk beraberliğimiz. Benimle tüm yalnızlığımı, tüm sırlarımı paylaştın. Gün geldi, yalnızlığımı gidermek için başkaları ile görüşmeme bile aracılık ettin. Unutmak nedir bilmediğin için seni adeta bir bilgi deposu olarak kullandım. Benim hem arkadaşım, hem sırdaşım, hem bilgi kaynağım, hem de arşiv memurumdun.

Beni kendine öyle bağlamıştın ki, seni en özel alanıma; evime bile getirdim sonunda. Geceleri yalnız kalmana dayanamamıştım. Gün geçtikçe sana güvenim arttı. Problemsiz bir aşk yaşıyor gibiydim seninle. Bir gün bana ihanet edeceğin aklıma gelmiyordu artık. Hatta seninle paylaştıklarımı artık başkası ile de paylaşmaz olmuştum. Sadece sen vardın, diğer arkadaşlarımı, hatta senin vasıtanla edindiğim arkadaşları bile nasıl olsa bunlar aynı; ha bu, ha diğeri diyerek ihmal ettim. Bir kısım bilgi ve sırlarımı senin aracılığın ile tanıştıklarıma da aktarmam gerekiyordu ama ben bunu bir süredir yapmaz olmuştum. Çünkü hayatımda sadece sen vardın artık.

Ve dün... Seninle geçirdiğim son günüm. Adeta buzlu bir camın ardında gibiydin, hayal mayal... İhanetin yüreğime saplanmıştı, kilitlenen sen değil bendim sanki. Sesim soluğum kesildi. Tüm sırlarımı, tüm bilgilerimi, tüm arşivimi, 5 yıllık geçmişimi, her şeyimi seninle birlikte tarihi yarımadadaki senin gibi hainlerin mezarlığına gömmeye gittiğimde senden nefretimin başladığını hissettim. Artık güvenmeyeceğim senin gibilerine. ASLA...

Bir hokka, bir divit, mürekkep ve bir de beyaz kağıdım yeter bana...

8 yorum:

  1. Doğrusu espirili bir üslup hissedilse de,açıkçası yadırgamadığım yerler olmadı değil.
    Mesela,bu teknolojik aleti,bir çok arkadaşlarından ileride tutmuş olman ve bir de hainlerin olduğu tarihi yarımadaya gömmüş olman gibi anlam veremediğim ifadeler...
    Fazla abartmışsın gibi geldi.
    Ve...
    Tanıştığın kişilere karşı da bir saygısızlık gibi algıladım.

    YanıtlaSil
  2. Alicim, üzüldüm. Gecmiş olsun... Fani dünya işte, gönlünü kaptırmayacan böyle şeylere... geçen benim de tlf rehberim silinmişti, kabullenmesi zor oluyor, yaw...

    YanıtlaSil
  3. cenk bey yorumunuz biraz sert olmamış mı sizce de? ali bey ince düşünen ve çevresini kırmak istemeyen biri olarak bilinir ve öyledir de. espiri amacıyla yazdıklarından fazla birşey çıkarılmasa...

    YanıtlaSil
  4. Ali bey haklı olmakla birlikte biraz duygusal davranmış gerçekten..
    Cenk hocam oldukca sert tepki vermiş bence de..Neden acaba?:-)
    Neyse geçmiş olsun!

    YanıtlaSil
  5. yalnızlık= net= sanal arkadaşlıklar=mutluluk=kapatılan siteler, bloglar= yalnızlık

    YanıtlaSil
  6. öncelikle olayı daha açık bir hale getirmek gerekiyor sanırım. c.tesi sabahı pc'yi açamadım. bir kaç arkadaşa sordum ve sonunda tarihi yarımadaya, b.sayrcı arkadaşımın yanına götürdüğümde iki harddiskimden birinin tamamen silindiğini öğrendim. üstelik 3 aydır yedekleme de yapmamıştım. yani yazı biraz abartılmıştı aslında, sadece son 3 aydaki datalarımı kaybettim.

    gelelim cenk beyin yorumuna; birincisi, sizin de ifade ettiğiniz gibi espirili bir üslupta neden kusur aradınız ki? yani benim şu aleti bir çok arkadaşımdan değil hiç bir arkadaşımdan ileri tutmam söz konusu olamaz. ikinci olarak da hain ifadesi ile canlı bir varlığı değil, bilgisyarı kasdettiğim ortada. b.sayarcı da çok sayıda eski pc görünce böyle bir ifade kullandım.

    adil, gerçekten kötü oldu ama bir bakıma d aiyi olmuştur diye düşünüyorum. sana da geçmiş olsun.

    helal sana fatih, kuzen dediğin böyle olur, teşekkürler :)

    emir hocam, sağol, teşekkürler.

    hayal; blogumda blogcularla ilgili bir anket var. anket neticelendiğinde sizin de yorumunuzda dile getiridiğiniz konuları işleyen bir yazı yazacağım inşallah.

    benim; hain olan blog değildi, pc idi. ama çok da farkı yok aslında. doğru, ihanet eden insanlar da çok.

    YanıtlaSil
  7. geçmiş olsun... ama zaten geçmiş:)maziye karışmış gitmiş..

    YanıtlaSil
  8. sağolun. evet, mazide kaldı.

    YanıtlaSil