İstanbul'da bu bahar etraf bir başka güzel.
Bir kaç gün önce bindiğim taksinin şoförü belediyenin bu çalışmasına çok kızıyordu. Toplam 3 milyon lale dikilmiş bu bahar İstanbul'a. Bu kadar masraf yapılacağına bu para ihtiyaç sahiplerine dağıtılsaydı diyor taksi şoförü. Yine bindiğim toplu taşıma araçlarından birinde sohbet eden iki kişi de aynı konuyu konuşuyorlardı.
Kanaatimce çevre düzeni, temizliği, insanın ruhunu doğrudan etkileyen faktörlerdir ve bunlar insan psikolojisini olumlu manada etkileyeceğinden insanların verimliliğine katkı sağlayacaktır. Kısa vadede her hangi bir etkisi gözlemlenmese dahi sonucu itibari ile her anlamda etkilerinin olacağını düşünüyorum. Bu nedenle çevreye yatırımın yerindeliğine inanıyorum.
Sosyalist devletlerde binaların dış cepheleri boyanmazmış. Bu bile durumu bize yeterince anlatmıyor mu? Gerçi bunun görünen nedeni güya uydulara farkedilmek istenmemesi imiş. Artık uydu teknolojisi de geliştiği için o düşünce de yerinde değil ama o devletlerin asıl gayelerinin insanların huzur içinde yaşamalarını istememeleri olduğundandır diye düşünüyorum ben. Çünkü görsellik neticede insana bir huzur veriyor. Beton yığınlarına bakmak ise sadece insanın içini karartıyor.
İstanbul 300 yıl aradan sonra tekrar Lale Devrini yaşıyor.
Bir kaç gün önce bindiğim taksinin şoförü belediyenin bu çalışmasına çok kızıyordu. Toplam 3 milyon lale dikilmiş bu bahar İstanbul'a. Bu kadar masraf yapılacağına bu para ihtiyaç sahiplerine dağıtılsaydı diyor taksi şoförü. Yine bindiğim toplu taşıma araçlarından birinde sohbet eden iki kişi de aynı konuyu konuşuyorlardı.
Kanaatimce çevre düzeni, temizliği, insanın ruhunu doğrudan etkileyen faktörlerdir ve bunlar insan psikolojisini olumlu manada etkileyeceğinden insanların verimliliğine katkı sağlayacaktır. Kısa vadede her hangi bir etkisi gözlemlenmese dahi sonucu itibari ile her anlamda etkilerinin olacağını düşünüyorum. Bu nedenle çevreye yatırımın yerindeliğine inanıyorum.
Sosyalist devletlerde binaların dış cepheleri boyanmazmış. Bu bile durumu bize yeterince anlatmıyor mu? Gerçi bunun görünen nedeni güya uydulara farkedilmek istenmemesi imiş. Artık uydu teknolojisi de geliştiği için o düşünce de yerinde değil ama o devletlerin asıl gayelerinin insanların huzur içinde yaşamalarını istememeleri olduğundandır diye düşünüyorum ben. Çünkü görsellik neticede insana bir huzur veriyor. Beton yığınlarına bakmak ise sadece insanın içini karartıyor.
İstanbul 300 yıl aradan sonra tekrar Lale Devrini yaşıyor.
Bugun herkes Istanbul'a olan ozlemimizi pekistirmek icin isbirligi yapiyor sanirim;)) blogumda bahsettigim arkadas ayni konuya degindi..lale resimleri de gonderdi..
YanıtlaSilIstanbul ve orada yasayanlar (cogu hak etmesede) icin cok guzel bir haber bu..taksi soforleri hep oyleler zaten..Direksiyon sallarken memleketi kurtarma cabasi icerisinde cogu..;))
Ingiltere'de boyledir, yesillik ve cicegi cok onem verilir..
Guzel resim, guzel yazi, guzel haber..
Tesekkurler..
Ne ilginçtir ki,geçen günlerde ben de bindiğim bir taksi şoförüyle ,bu lale muhabbetini yapmıştım.
YanıtlaSilAma ben düşüncemi şöyle seslendirmiştim:
Bu kadar laleye gerek yok.Memleketin ekonomik gücü iyice geliştiğinde herşey daha detaylı olur.
Şimdilik sadece belli yerlere lale ekebilirlerdi.
Ben de böyle düşünmüştüm.Olmadık yerlere lale ekmişler.
biraz dar mı dusunuyoz ne?
YanıtlaSilmemlekette neler oluyo... laleleri tartısıyoz... ben ali beye katılıyorum laleler insanın içini açıyo bizim en buyuk düşmanımız karamsarlık di mi?