İstanbul'da yaşayanların % 35'i yaşadıkları bu kentten nefret ediyormuş. Geçtiğimiz günlerde nerede okuduğumu hatırlamadığım bir anketten bu sonuç çıkmıştı. Bu blogda da bir süredir yine amatörce hazırladığım İstanbul'da yaşayıp da kendimizi ne kadar İstanbullu hissettiğimizi sorgulayan bir anket yayınlanıyor. Ankette son durum; katılanların % 59'u "nereli olduğum önemli değil. İstanbulluyum." demiş, % 41'i ise "memleketim de memlektim" sonucunu tercih etmiş.
İstanbul'da yaşayan herkesin kendisini İstanbullu hissetmesi gerekitği kanaatindeyim ben. Elbette memleketimizi özleyeceğiz, bu gayet normal bir hal. Ancak yaşadığımız şehre karşı borçlarımızı yerine getirebilmemiz için o şehri benimsemek zorundayız. Nasıl olsa birgün bu şehirden gideceğim diyerek şehri yok etmenin bir anlamı yok.
İstanbul'dan nefret ediyorum diyenlerin ne diye bu şehirde yaşadıklarını çok merak ediyorum. Eğer dertleri bu şehirdeki iş imkanı ise böyle bir nankörlük düşünemiyorum ben. Hem ekmeğini buradan çıkartıp hem de bu şehirden nefret ediyorum diyemezsiniz.
İstanbul, kendinden nefret eden bu insanların sayesinde yaşanılırlılığını yitiriyor. Önüne gelen istediği yerde çöpünü atıp tükürüyor, neden, çünkü bu şehirden nefret ediyor.
Benim anketim belki çok anlaşılır değildi, "memleketim de memleketim" seçeneğinin bu kadar yüksek çıkmasının nedeni bundan olmuştur diye düşünüyorum. Bu yüzden bu seçeneği işaretleyenleri "İstanbul'dan nefret ediyorum" diyenler sınıfında görmüyorum ben.
İstanbul'da yaşayan herkesin kendisini İstanbullu hissetmesi gerekitği kanaatindeyim ben. Elbette memleketimizi özleyeceğiz, bu gayet normal bir hal. Ancak yaşadığımız şehre karşı borçlarımızı yerine getirebilmemiz için o şehri benimsemek zorundayız. Nasıl olsa birgün bu şehirden gideceğim diyerek şehri yok etmenin bir anlamı yok.
İstanbul'dan nefret ediyorum diyenlerin ne diye bu şehirde yaşadıklarını çok merak ediyorum. Eğer dertleri bu şehirdeki iş imkanı ise böyle bir nankörlük düşünemiyorum ben. Hem ekmeğini buradan çıkartıp hem de bu şehirden nefret ediyorum diyemezsiniz.
İstanbul, kendinden nefret eden bu insanların sayesinde yaşanılırlılığını yitiriyor. Önüne gelen istediği yerde çöpünü atıp tükürüyor, neden, çünkü bu şehirden nefret ediyor.
Benim anketim belki çok anlaşılır değildi, "memleketim de memleketim" seçeneğinin bu kadar yüksek çıkmasının nedeni bundan olmuştur diye düşünüyorum. Bu yüzden bu seçeneği işaretleyenleri "İstanbul'dan nefret ediyorum" diyenler sınıfında görmüyorum ben.
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
YanıtlaSilOnu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.
İstanbul benim canım;
Vatanım da vatanım...
İstanbul,
İstanbul...
:(
İstanbul'da olmayıp da İstanbul'un ruhunu hissedebilenlere ne demeli peki?
YanıtlaSiliste onlar icin, gercekten Istanbul'u hak edenler demeli..;
YanıtlaSilistanbul' u seviyorum. trafiği ile kargaşası ile sirkecisi, eyüp' ü ile ben bu şehri seviyorum. sevmeyenlere de Allah kolaylık versin; çünkü bu şehri sevmeyenleri bu şehir hiç sevmiyor.
YanıtlaSil3 sene once sirinevler'de ust gecitte arkadasimi bekliyordum..o ara trafigin karmasasini izlerken dalip gitmisim..arkadasimin omzuma dokunmasi ile kendime geldim..
YanıtlaSil"bu sehrin korna seslerini, bur karmasasini, herseyini ozluyor ve seviyorum" dedigimde arkadasim bana gulmustu..
"ozlenecek baska bir seyini bulamadin mi?" diye sormustu..
Londra'da hic korna calinmaz ki? uzaktan sevmenin anlamini herkes bilmez ki..sevince insan korna seslerinide ozluyor diye anlatamadim ama gecen sene anladi bu sevgimi..