Bu sitenin ana konularından biri de, takip edenlerin bileceği üzere 'Peygamber Sevgisi'dir. Son günlerde müslümanım diyen herkesin ve hatta dünyanın gündeminde malum karikatür krizi var. Ve ben işin açıkçası başından beri bu konuya nasıl bir tepki gösterilmesi gerektiği konusunda tereddüt yaşıyordum. Az önce bloglardan birinde rastladığım bir yazı üzerine hiç olmazsa benim de buradan bir şeyler yazarak tepkimi göstermem gerektiğini düşündüm ve bu yazıyı kaleme almaya karar verdim. Gerçi yukarıda linkini verdiğim yazıyı yazan arkadaşımız yazılması gerekenleri de yazmış ama ben de bir iki hususa değineyim.
Elden ele dolaşan maillerle CNN ve BBC gibi önde gelen medya kuruluşlarının düzenlediği anketlere verilen tepki gerçekten iyiydi. CNN'deki en son durum % 91'e % 9 idi sanırım (karikatürün yayınlanıp yayınlanmaması ile ilgili bir anket.) Ancak bunlar bana kalırsa çok da etkileyici olmuyor, çünkü batı toplumu için o karikatürün yayınlanması ile yayınlanmaması arasında çok bir önem yok. Asıl sorun, medyanın kendisinde ve yöneticilerde. Yani ortada bir kasıt var. Yangını söndürme değil, daha da artırma isteği var. İşte bu noktada yukarıda bahsettiğim yazıda eleştirilen husus devreye giriyor. Yani hükümetin tepkisini net bir şekilde ortaya koyabilmesi konusu.. Fakat bu konu öyle ince bir siyaset ve diplomasi gerektiriyor ki; öncelikle kendi halkını tahrik etmeyeceksin, bu çok önemli. Medeniyetler birliği için uğraşılırken medeniyetler çatışmasına neden olacak açıklamalar yapılmamalı. İkincisi ise, bu tür söylemlerin, tepkilsel ifadelerin neticeisnde bir yaptırımınız olamayacaksa güç kaybetmekten ve şovenist görünmekten başka bir şey kalşmaz elinizde. Dolayısı ile ince bir diplomasi gerektiren bu hususta hükümetin zaman kaybetmeden harekete geçmesi gerektiğini ben de düşünüyorum.
Evet, insanın S.Nursi'nin bir zamanlar Anglikan Kilisesi'nin başpapazının sorduğu soraulara verdiği o cevabı veresi geliyor ama.... "...Tükürün o ehl-i zulmün o merhametsiz yüzüne!.."
Ingiltere'de de buyuk gosteriler oldu. Televizyonda gecen cuma gunu Birmingham sehrinin ki cok yogun bir musluman nufusa sahiptir, merkez camiisindeki cuma vaazindan goruntuler verdiler. Daha yasli olan bir adam tepkilerin olculu, siddetten uzak olmasi vs yonunde telkinlerde bulunurken genc bir cocuk kizarak itiraz etti ve; "Hakarete ugrayan Peygamber Efendimizdir, buna da tepki gostermeyeceksek neye tepki gosterecegiz?! Olelim yegdir!" diye bagirdi ki tamamen katiliyorum.
YanıtlaSilHemen hemen her aksam tv'de program yapiliyor konu uzerine ve muslumanlar dahil pek cok gruptan temsilciler katiliyor. Dun aksam Danimarka Hristiyan parti temsilcisinin soyledigi bir soz de gozden kacmamali; "Eger musluman toplum degerlerine hakaret edildigini, kucuk dusuruldugunu dusunuyorsa demokratik toplumlarda yargi yolu aciktir, mahkemeye gider ve hakkini ararsin" mealinde konustu ki buna da katiliyorum. Karikaturler cikar cikmaz musluman toplum guclu avukatlarla hemen dava acmaliydi.
Yapilan hakaretler guclu bir toplumsal tepkiyi hak ediyor. Turkiye'den boyle bir sey beklemiyorum elbette. Bloglarda bile gorecegimiz uzere ulkenin cesitli sehirlerindeki insanlar yilbasi olunca yilbasi agaci susleyip hediyelesiyorlar. Bu toplumdan genele baktigimizda -kendi nefslerinin hosuna gidene konan yasaklar disinda- herhangi bir seye tepki gostermesini beklemek zaten gereksiz. E boyle toplumun da oyle hukumeti oluyor iste..