12 Mayıs 2010

Paket onaylandı

Anayasa değişiklik paketi Cumhurbaşkanlığınca Anayasanın 175. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca halkoyuna sunulmak üzere yayımlanması için Başbakanlığa gönderildi.

Diğer taraftan ise ana muhalefet partisi yürütmeyi durdurmak için Anayasa Mahkemesine müracaat edeceğim diyor. Peki neyin yürütmesini durduracak? Öyle ya, yürürlüğün durması için yürürlüğe giren bir hüküm olması lazım değil mi? Oysa yukarıdaki ifadeden anlaşılacağı üzere henüz yürürlüğe giren bir hüküm yok. Dolayısıyla normal bir hukuk bilgisi ile bile böyle bir talebin mahkemece esasa kaydedilmeden reddedilmeyi; hatta böyle bir talep için ret kelimesi bile uygun olmayacağından, yok sayılmayı gerektireceği bilinir.

Ancak "Burası Türkiye" tabiri en azından şimdilik mer'idir. Türkiye her zaman Türkiye kalacaktır ama gelecekte "Burası Türkiye" ile kast edilenden farklı bir Türkiye olacaktır.

7 Mayıs 2010

Fatih Kaya Hoca

Önceki gün akşam namazı için Çorlulu Ali Paşa Camii'ne düştü yolum. Akşam yorgunluğunun da etkisi olsa gerek camiden çıkasım gelmedi. İyi ki çıkmamışım, imam öyle bir güzel Kur'an okudu ki, sadece mest olup dinleyebildim, adeta kendimden geçtim. Uzun zamandır kulağımın böyle güzel bir okuyuşu dinlememesinin de tesiri ile çok mesrur oldum ve hoca okumayı bitirir bitirmez gittim, tebrik ettim ve tanıştım. Meğer 2008 yılının Dünya Kur'an Okuma Birincisi imiş.

Bu güzel Cuma sabahında, buyurun hep birlikte dinleyelim;



Videoyu izleyemeyenler için ilgili link.

(Not: Ne videonun ne de linkin çalışmadığını fark ettim bugün. En güzeli googlea yönlendirmek galiba. Buyurun. - 26.07.2012)

18 Nisan 2010

Anayasa değişikliği

Yaklaşık 2 yıl önce kaleme aldığım bir yazıda Anayasa Mahkemesinin artık tartışılması gerektiğini belirtmişim. HSYK'nın güz kararnamesini çıkaramadığı geçtiğimiz güz aylarından bu yana da HSYK'nın tartışılıyor olmasını memnuniyetle karşıladım. Son iki aydır HSYK başkan vekilinin mesai saatlerini bile artık neredeyse biliyoruz. Adam işe sabah 10'dan önce gitmiyor. Çünkü metruk ve harabe binalarına her gün gazetecileri selamlayarak girmeye başladı. Yaptıkları yanlışlıklar tartışılmalarına sebep oldu. Oysa düne kadar toplumun çok büyük bir kesimi HSYK'nın ne olduğunu ve başkan vekilinin kim olduğunu dahi bilmiyordu.

Kanaatimce iktidar partisi düzenlemeler için gecikti bile. Kamuoyundaki gücünün çok daha fazla olduğu 2007 seçimlerinden hemen sonra veya kapatma davasının akabindeki dönem şimdikinden daha iyi bir sonuç elde edilmesini sağlayabilirdi diye düşünüyorum.

Dün görüştüğüm iktidar partisi mensubu bir milletvekili "biz millet iradesini kullanıyoruz, ortaya bu iradeyi koyduk ve neticesini Allah'a havale ettik, değişiklik kabul edilir ancak edilmezse de biz üzerimize düşeni yapmış oluruz" diyordu. İnşallah millet için hayırlı olur temennisinde bulundum ben de.

Son zamanlarda dikkatimi çeken bir söylem de ana muhalefet partisinin Anayasa Mahkemesi'ne müracaatı için 110 milletvekiline ihtiyacı olduğudur. Bu konuya da bir açıklık getirmek lazım. Anayasada yüksek mahkemeye müracaat edebilecekler açıkça belirtilmiştir, bunlardan biri ana muhalefet partisidir ki bunun milletvekili sayısına bakılmaz, tüzel kişilik olarak müracaat etme hakkı vardır. Bir diğeri de milletvekili sayısının beşte biri olan 110 milletvekilidir. Cumhurbaşkanının da müracaat hakkı vardır ama o konumuz dışıdır. 110 milletvekili şartı ana muhalefet partisi için geçerli değildir.

Asıl değinmek istediğim halkoyuna sunulmadan ya da sunulup onaylanmış anayasa değişikliğinin Anayasa Mahkemesi denetimine tabi tutulup tutulamayacağıdır ancak bu konu ayrı bir yazı konusu oluşturacağından daha sonra yazmayı düşünüyorum.