5 Temmuz 2008

Peki Şeyhülislam ne der?

Türkiye gerçekten bir tezatlar ülkesi. Örneğin Osmanlılarda yönetimin son sözü adeta Şeyhülislama bırakması sürekli eleştirilir ama cumhuriyet yönetiminde de benzer bir uygulama olmamasına rağmen böyle bir uygulama olsun diye diretenler çıkıyor.

Dikkat ediyorum, son zamanlarda çıkan ve resmi gazetede yayınlanıp yürürlüğe giren kanunlar medyada tartışılırken yasanın henüz anayasa mahkemesi süzgecinden geçmediğinden bahisle adeta uygulanmayacağı vurgulanıyor. Oysa anayasa mahkemesi iptal edene kadar anayasaya aykırı da olsa kanun uygulanır. İdare de kişiler de bu yasalara uymak zorundadır.

Bir başka örnek: Rahmi Koç bir süre önce verdiği bir mülkatta "sakallı ve bıyıklı çalıştırmam" dedi. Başbakan da "bu ayrımcılıktır" diye itiraz etti. Efendim Hürriyet gazetesi de hadiseyi Yargıtay destekli haberleştirmiş. Yargıtay bir kararında ayrımcılık değil demiş. Şimdi konu benim önüme de gelse gerçekten hukuki olarak ayrımcılıkla itham etmek mümkün değil Rahmi Koç'u. Herkes dilediği kişilerle çalışmakta elbette serbesttir. Kimileri de çalıştırdıkları bayanların illa ki başörtülü olmasını istiyor. Ancak hadisenin sosyolojik açıdan değerlendirmesini ne yapacağız? Koskoca KOÇ Holding sakallı ve bıyıklı kişileri işe almıyorum diyorsa bu sosyolojik açıdan bir ayrımcılık olmuyor mu? Hatta toplum vicdanına da ters gelmiştir kanaatimce.

Netice itibariyle demek istediğim şu ki, hukuksuz kesinlikle yaşanmaz ama herşeyi hukukla açıklamaya kalkışmak makul bir yöntem değildir.

20 Haziran 2008

Dünyanın en güzel kızını öpmek isteyen ihtiyar; Jack Nicholson

Son zamanlarda seyrettiğim filmlerden 1993 yapımı "bugün aslında dündü" ile 2007 yapımı "şimdi ya da asla" tamamen farklı iki konuyu işleseler de her ikisi de oldukça manidardı.

Yaşadığınız hergünü tekrar yaşamak ister miydiniz? Mesela sabah kalkıyorsunuz ama hergün aynı dakikada. İşinize giderken aynı olaylar, aynı kişiler... Ve artk bu durumu kabullenip etrafınızdaki insanlara az sonra neler yaşanacağını anlatmaya başlıyorsunuz çünkü hayatınızı ezberliyorsunuz. Doğrusu gerçek dışı senaryoları pek tutmam ama gerçekten filmin senaristini çok taktir ettim. Hayal gücü fevkalade yüksek ve izleyiciyi düşündürüyor. Neler düşündürdüğünü anlamak için filmi mutlaka izlemek lazım.

Diğer film ölümcül bir hastalığa yakalanan iki yaşlı adamın ölmeden önce yapmak istediklerini bu hastalığa inat yapmaya kalkışmalarını anlatırken beşeri hislerin yaşamdaki yerine de kuvvetli vurgular yapıyor. Mesela Jack Nicholson ihtiyar da olsa hasta da olsa dünyanın en güzel kızını öpmeyi kafasına koymuş bir defa. Öpüyor mu öpmüyor mu sorusunun cevabı tabi ki filmde. Herkes kendi hayatından bir kare bulabilir mi bilmiyorum ama benim hayatımdan da karelerin olduğu film, hayatı tiye almanın aslında en iyi sonucu doğurduğunu da anlatıyor. Etrafınızdakilerin sizi önemsememesi gibi bir netice doğurabilme ihitmali de olsa hayatla dalga geçerseniz hayatın zorluklarını siz de rahat geçersiniz. Film sanırım sinemalarda oynamıyor artık ancak DVD'si çıkmışsa mutlaka edinin ve seyredin.

17 Haziran 2008

Teknolojide muhalefet

Okuduğum bir habere göre internet kullanıcılarının % 13,76'sı Firefox kullanıyormuş. merak ettim benim blogu ziyaret edenlerin acaba yüzde kaçı Frefox'u kullanıyor diye; % 18,87 imiş. % 5'lik bir oran azımsanmamalı. Ben bunu şuna bağlıyorum, Explorer tartışmasız üstünlüğünü hala koruyor ancak etrafıma dikkat ettiğimde genelde muhalif tipler Firefox kullanıyorlar. Blog kullanıcıları da genellikle teknolojiyi bilinçli tüketen bir kesimden oluşuyor. Microsoftun tekeline muhalefet etme isteği blog kullanıcılarını Firefox'a yöneltiyor olmalı.

Aynı durumun blogcuların Microsoft menşeli Space yerine Google menşeli Blogspotu tercih etmelerinde, hatta Google'ı da artık bir tekel gibi görenlerin de Wordpress kullanmalarında etkili olduğunu düşünüyorum ben.

En son bu muhalefeti daha da ileri götürüp yıllardır kullandığı Q klavyeden vazgeçip F klavyeye geçen dostlarım da oldu ama ben hala Explorer ve Q klavyeye devam ediyorum. Birgün Pardus kullanmak istesem de şimdilik statükoyu tercih ediyorum.

16 Haziran 2008

Çeyrek final


Türkiye-Çek Cumhuriyeti maçının son 15 dakikasını seyredebildim. Seyre başlamamla birlikte Türkiye'nin golleri gelmeye başladı. Keşke başından beri seyretseydim dedim ama Çeklere yazık olurdu, daha büyük bir hezimete dayanabilirler miydi bilmiyorum.