7 Eylül 2006

Sena

Bugün malum kandil. Berat Kandili. Berat etmeyi ümit ettiğimiz bir gece. Birçok internet sitesinde, bloglarda bu gecenin fazileti ile igili, bu gecede okunması gereken dualar vs. zikredilmiş.

Benimse bir kelime dikkatimi çekti. Bir çok yerde peygamber (S.A.S.)’in şu duası zikrediliyor; "Allah'ım azabından affına, gazabından rızana sığınırım, Senden yine Sana iltica ederim. Sana gereği gibi hamd etmekten acizim. Sen kendini sena ettiğin gibi yücesin" Bu duada nedense “
sena” kısmını hemen her yerde “sana” diye yazmışlar. Yani “sen kendini sana ettiğin gibi yücesin” diye yazılmış genelde. Hatta bir yerde bunu “sanâ” diye de gördüm.

İşin doğrusu sena; övgü, övme anlamına gelmektedir. Yani Allah (C.C.) Yüce Kitapta bir çok yerde kendini övmüştür aslında ve Peygamber Efendimiz buna atıfta bulunmaktadır bu duasında. Kısaca bu duanın son cümlesi ile diyoruz ki “Ey Allahım, biz seni sena edemeyiz, bundan aciziz. Sen elbette Kur’an ’da kendini sena ettiğin gibi yücesin.”

Duruşma Salonundan

Bugün duruşma sıramı beklerken boşanmak isteyen bir çiftin davası görülüyordu.

Erkekle hakim arasındaki diyalogdan kısa bir alınıtı:

- Anlat bakalım, dilekçende şidddetli geçimsizlik var demişsin. Nedir geçimsizliğiniz?

- Valla hakim baa, bu karıya hergün tembih ederim, "karı, kahvaltıda yiyeceğimiz yumurtayı akşamdan dışarı çıkar" derim, birgün uymuş deel.

- ....

- ....

- Peki ne olacak akşamdan çıkarırsa?

- Yahu sabah buzdolabından çıkarıp haşlayınca çatlıyor yumurta, soğuktan birden sıcağa... ben diyorum öyle o diyor böyle, boşa bizi hakim baa.

Berat Edelim İnşallah

Ahmet Şahin'den günün yazısı.