Bu çiçek ile tam 10 yıldır birlikteyiz. Hep böyle, ne dirildi, ne öldü... Bilmeden hata edip canına kast etmişim ama Allah'tan tekrar canlandı. Şimdi bu çiçekle yaşadığımız 10 yılın hikayesini anlatayım.
İş yerimizdeki bir çiçeğin kopan bir dalıydı bu. Ölmesin dedik ve bir süre içi su dolu bir kavanozda beklettik. Sonra eve götürmeye karar verdim. Güzel bir saksıya ektim ve canlandı. Evimin en müstesna köşesini ona ayırdım. Bekardım ve evde fazlasıyla boş mekan vardı ama evlendikten sonra da ona gözüm gibi baktım ve sıcak bir yuvanın da etkisiyle olsa gerek epey canlanmıştı artık.
2009 yılında bir anlık bir gaflet ile İstanbul'dan taşınmaya karar vermiştim. Kış ortasında taşınırken çiçeğin uzun yolculuk esnasında donacağı hiç aklıma gelmemişti kamyonda. Ne yazık ki, İskenderun'da çiçeği karşıladığımda 2-3 yılda ancak kendine gelen çiçek adeta yüzünü asmış ve bana küsmüştü. Her gün bir yaprağını döktü ve sadece bir kök kaldı günler sonra...
Yine ilk günkü sevgi ile itina ile baktım ona. Ve nihayet tekrar canlanıp yaprak açmaya başlamıştı bahar sonuna doğru. Ama talihsizlik devam ediyordu. Ben İskenderun'a taşındığıma çoktan pişman olmuştum. Henüz kış gelmemişti ama yine soğuk sayılacak bir güz gününde İstanbul'a dönerken bu defa çiçek için özel önlemler alsak da taşınma ve yolculuğun tesiri ile yine yorgun düşmüştü.
Tekrar aynı özen ve sevgi ile bakmaya devam ettik. Canlandı, yapraklar açtı ama normalde büyük yaprak açması gerekirken artık küçük küçük yapraklarla yetiniyordu. Daha gözümün önünde olsun dedim ve iş yerine getirdim, yanı başıma yerleştirdim. Hani ofis çiçekleri gösterişli olur ama bu tam aksine mütevazıyane hep yanımda oldu. Kimin ne diyeceğine aldırış etmedim.
Günün birinde ufak çaplı bir tadilat gerçekleşti ofisimizde. Tadilatı yapan arkadaşın dikkatsizliği ile saksı devrildi ve çiçek bir daha soldu, sarardı. Aşk ile tekrar canlandırmaya çalıştım. En nihayetinde geçtiğimiz kış adeta ikinci baharını yaşıyordu ve tam o esnada henüz 6-7 yaşlarındaki bir ziyaretçim "ooo, Ali amca, iyisin, çiçeğin coşmuş" dedi. Oysa çiçeğin geçmişine dair hiç bir şey bilmiyordu çiçekten daha küçük olan bu çocuk.
Ve bu bahar ben çok umutluydum ama yine tek tek yapraklarını döktü. Tek bir yaprağı kaldı. Ve şansızlığı devam ediyordu; geçtiğimiz haftalarda ben tatilde iken ofisteki çiçekleri bakım için çiçekçiye götüren arkadaş sadece bu çiçeği unutmuş. Tatilden döndüm, bütün çiçekler canlanmış ama sadece bu çiçeğin boynu bükük ve mahzun...
İnşallah tekrar canlanır...