21 Ekim 2015

E-davetiye

İnsanlar teknolojinin tüm imkanlarından faydalanmak isterken değer atfettiğimiz bazı geleneklerimizi de unutur olduk. Bunların ilk akla gelenlerinden biri kuşkusuz, düğün, açılış ve benzeri merasimler için düzenlenen davetiyelerdir.

Artık hemen herkese bir şekilde e-davetiye ulaşmıştır galiba. Facebook sanırım bu konuda en aktif kullanılan mecralardan biri oldu. Zira facebook bunu destekliyor. "Etkinlik oluştur" gibi bir link ile etkinliğinizi hazırlayıp kimleri davet edeceğinizi de arkadaş listenizden belirleyip tek tıkla belirlediğiniz tüm arkadaşlarınıza davetiyenizi göndermiş oluyorsunuz. Bazılarıysa bastırdığı davetiyenin fotoğrafını paylaşarak davet etmiş oluyor takipçilerini ve arkadaşlarını.

Hatırlayanlarınız vardır, ben de kendi düğünüm için o zamanlar sosyal medyanın diğer araçları olmadığından buradan okuyucularımı düğünüme davet etmiştim. Ancak o davetim farklıydı, zira okuyucularımdan bizzat tanıdıklarıma basılı davetiye verip tanımadığım okuyucular için bir duyuru/davet niteliğindeydi benim e-davetim.

E-davetiye hadisesine uzun süre mesafeli durdum. Hatta bu yolla davetiye gönderenleri bazen içimden bazen dillendirerek de kınadığım oldu. "Facebooktan, whatsapptan davetiye gönderene aynı mecradan bir tebrik yazmak yeter" dediğim oldu. Ancak bu durumun önlenemez olduğunu anlamamız gerekiyor galiba.

Bu kanaate ulaşmama okuduğum bir yazı sebep oldu. Aynı zamanda nezaketi de kapsadığını düşündüğüm diplomasinin en üst kademesi kabul edebileceğimiz Dışişleri Bakanlığında dahi e-davetiye yöntemine geçilmiş. Hal böyleyken e-davetiyelere direnmenin ve kınamanın bir anlamı olmmamlı artık. Ama en azından e-davetiyenin de bir usulü adabı olsun. Davet ettiğiniz kişilere bir değer verdiğiniz belli olsun. Bunu da istemek çok değil galiba.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder