23 Ağustos 2008

Tatil

Bir süredir yokum ancak ziyaretçiler bunu normal karşılamışlardır heralde, bu mevsimde herkesin yaptığı gibi ben de biraz nefes almak için yola koyuldum. Tatil satın almak başlıklı yazımda beyan ettiğim düşünceme uygun olarak memleketime gittim ancak yolda gelen bir davetle "alternatif" turizmin yeni mekanlarından birine de gittim. O konuya girmeyeceğim; çelişkiye düştüğümden değil, çünkü tatil satın almadım fakat alternatif tatil sunanlar hakkında yazmaya başlarsam Blogger'da yer kalmaz eminim. Bu konuyu daha sonra yazarım belki.

Biz esas tatilimizden bir kaç fotoğraf ve video sunalım.

Güneşin arkadan vurduğu yolculukları seviyorum. 4000 km yolculuğu güneşe karşı yapsak Atlas Okyanusuna ulaşırdık sanırım.
***

Antakya'nın en eski camisi olarak bilinen Asi nehrinin bitişiğinde yer alan Ulu Cami. Kitabesinde Hicri 1117 tarihinde yapıldığı yazıyor.
***

Antakya'nın Uzun Çarşısının kent tarihi kadar eski olduğu söylenir.
***

En altta videosunu da izleyeceğiniz Uzun Çarşıdaki bu iş yerinde Hatay'ın meşhur künefesi için ham madde hazırlanıyor.
***

Antakya'nın Yasin suresinde bahsedilen kent olduğu söylenir. Hz. İsa'nın iki havarisine işkence eden kentlilerle mücadele eden marangozun makamının da bulunduğu bu camiye Habib-i Neccar Cami denmiştir.
***

Yayla kuzusu.
***

Çocuklar merkebi o kadar koşturmuşlardıki fotoğrafı zor yetiştirdim gözden kaybolmadan.
***



Bu da künefenin ham maddesi kadayıfın hazırlanışını gösteren bir video.

1 yorum:

  1. Fotoğraflar çok güzel olmuş.
    Antakya'nın yöresel yemekleri mükemmel olur, acı sevenler için idealdir.
    Normalde şerbetli tatlıları sevmeyen ben, künefeyi onlardan ayrı yere koyarım.
    Gecenin 3'ünde künefe yemek için bir saat yol gittiğim zamanları bilirim.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil