"Yalancının mumu yatsıya kadar yanar" "ateş almaya gelmek" gibi sık kullandığımız sözlerin nasıl çıktıklarını biliyor muyuz?
Mesela birinci sözün kaynağı şu imiş; malum elektriğin olmadığı dönemlerde insanlar mum ışığında otururlarmış. Tabii TV ve PC gibi insanları gece geç saatlere kadar esir eden cihazlar da olmayınca herkes yatsı namazını kılıp yatarmış. Ama yatsıya kadar oturmasına gerek olmayan bir grup vardır ki; münafıklar! Ya da namaz kılmayan ama kıldığını söyleyen yalancılar! İşte bunlar yatsı vakti girer girmez mumlarını söndürüp yatarlarmış. Böylece konu komşu evin mumunun yatsıya kadar yandığını gördüğü için o evde de namaz kılındığını sanacak...
"Ateş almaya gelmek" cümleciğini şimdilerde acele davrananlar için kullanırız değil mi? Oysa bu cümle önceleri tam tersine uzun oturanlar için söylenirmiş. Yine malum eskiden ateş bulabilmek zormuş. Şimdiki gibi doğalgaz, tüp vs. yok tabi. Eline kütüğünü alan soluğu komşusunda alırmış ve onun ateşinden kendisine ateş almaya çalışırmış. Tabi koca kütüğün tutuşup bitişik eve götürene kadar sönmemesini sağlayacak ateşin edinebilmesi için de uzun süre beklemek gerekirmiş. "Ateş almaya gelmek" de işte bu imiş...
Bunları kimse üzerine alınmasın. Etrafımdakilerin mumları hep yanıyor ve beni bile ışıtıyor çok şükür. Ateş almaya gelen de olmuyor. Keşke olsa...
Mesela birinci sözün kaynağı şu imiş; malum elektriğin olmadığı dönemlerde insanlar mum ışığında otururlarmış. Tabii TV ve PC gibi insanları gece geç saatlere kadar esir eden cihazlar da olmayınca herkes yatsı namazını kılıp yatarmış. Ama yatsıya kadar oturmasına gerek olmayan bir grup vardır ki; münafıklar! Ya da namaz kılmayan ama kıldığını söyleyen yalancılar! İşte bunlar yatsı vakti girer girmez mumlarını söndürüp yatarlarmış. Böylece konu komşu evin mumunun yatsıya kadar yandığını gördüğü için o evde de namaz kılındığını sanacak...
"Ateş almaya gelmek" cümleciğini şimdilerde acele davrananlar için kullanırız değil mi? Oysa bu cümle önceleri tam tersine uzun oturanlar için söylenirmiş. Yine malum eskiden ateş bulabilmek zormuş. Şimdiki gibi doğalgaz, tüp vs. yok tabi. Eline kütüğünü alan soluğu komşusunda alırmış ve onun ateşinden kendisine ateş almaya çalışırmış. Tabi koca kütüğün tutuşup bitişik eve götürene kadar sönmemesini sağlayacak ateşin edinebilmesi için de uzun süre beklemek gerekirmiş. "Ateş almaya gelmek" de işte bu imiş...
Bunları kimse üzerine alınmasın. Etrafımdakilerin mumları hep yanıyor ve beni bile ışıtıyor çok şükür. Ateş almaya gelen de olmuyor. Keşke olsa...
Hikayeler ilginç. Bunları yazılı bir kaynaktan mı öğrendiniz?
YanıtlaSilBu arada, son postla template mükemmel uyumlu, göze de hitab ediyor ;)
ebruli hanım kaynak merakı cenk beyden mi bulaştı? :)
YanıtlaSilevet, bence de.. mum ve ateş resmi çok güzel durmuş:)
YanıtlaSilbir de 'kelebek mumun etrafinda donerken yakar sonunda kendini' diye bir soz var.
YanıtlaSilebruli hanım, birincisini bir arkadaşımdan dinlemiştim. ikincisini ise çok büyük ihtimal yusuf amca diye bir büyüğümüz var, ondan dinlemişim diye hatırlıyorum.
YanıtlaSilkaynak merakı da anonimin dediği gibi galiba cenk abiden bulaştı herkese :) yoksa benden mi?
ben de postu ekleyince farkettim eklediğim fotoğrafların ahenkler dans ettiklerini :)
'kelebek mumun etrafinda donerken yakar sonunda kendini' bu sözün konuyla alakasını bulamadım. bu sözünde mi çıkışı benzer bir hikayeye dayanıyor?
"ateş almayamı geldin"
YanıtlaSilbu sözü bana çok söylerler.gittiğim yerlerde genelde fazla durmam, çabuk mekan değiştiririm yada geri dönerim.demek olay bildiğimiz gibi değilmiş.bundan sonra bana bunu derlerse hemen bu açıklamayı yapacam.şok olacaklar:))
ilkide çok anlamlı.bilgilendirdiğiniz için teşekkürler.
hikayeleri tepe tepe, gönül rahatlığı ile kullanabilirsiniz :) hikayelerimiz anonimdir.
YanıtlaSilo sozun cikisini bilmiyorum, lazim da degil. uzerinde dusundugum ve hosuma giden atesle ilgili bir soz oldugu icin yazdim. belki okuyanlardan da sozun bir anlam ifade ettigi kimse(ler) vardir.
YanıtlaSilbu hikayenin devami da soyle:
YanıtlaSilkutuk ates alinca misafir ben artik kalkayim dermis, ev sahibi de otur daha yengen karpuz kesecekti dermis, bu da anonim.
teşekkürler nelly. dediğiniz doğru, olabilir.
YanıtlaSilmurat teşekkürler :)
ben de resimlerin etkileyiciliğine değinmek itiyorum resimlerle hem göze hem de fikre hitap eden bi yazı olmuş. bu arada deyim ve atasözlerinin menşeini merak edenler için iskender pala nın hoş bi kitabı vardı ismini tam hatırlayamadım lm yayınevinden bulunabilir malum tüyap kitap fuarı da varken.
YanıtlaSilteşekkürler fatih. kitap tavsiyeni de değerlendirelim inşallah. atasözleri sözlüğü diye bir kitabı olduğunu hatırlıyorum iskender palanın ama orda sözlerin menşeini de anlatıyor muydu, bilmiyordum. inceleyip alalım.
YanıtlaSil