Birbirini anlayan, sıkıntılarında birbirine yardımcı olan; dışa vurmasalar da gözlerinden birbirini sevdikleri anlaşılan iki iyi arkadaştır Aslı ile Ahmet. Üniversiteyi de bu şekilde seviyeli arkadaşlıklarını koruyarak bitirirler ama üniversite bitiminde iyi arkadaşlıklarını hayat arkadaşlığı yapma kararı alıp güzel bir evliliğe başlarlar. Ahmet bir şirketin muhasebesinde Aslı ise büyük bir mağazanın satış bölümünde işe başlamıştır. İkisi de işini çok sevmekte ve işinde başarılı olabilmek ve yükselebilmek için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Bu çabaları da boşa gitmez tabi! İşlerinin üçüncü yılında Ahmet şirketin muhasebe müdürü Aslı ise satış bölümü sorumlusu olmuştur. Haliyle de işleri ve sorumlulukları da epey artmıştır ikisinin de…
Derken aile müjdeli bir haber ile sevinir Aslı hanım artık anne adayıdır. Dünyaya gelen dünyalar tatlısı küçük Zeynep ile ilgilenen anne zaten o doğmaya yakın işini de bırakmış artık kendini küçük yavrusuna adamıştı. Ahmet Bey’ in ise sevincine diyecek yoktur. Baba olmanın verdiği mutlulukla ve kızının geleceğini düşünerek işine daha da sarılmıştı tabi müdürlükten sonra da işleri epey yoğunlaşmış ve sık sık şehir dışı hatta bazen da hafta süren yurt dışı gezilerine çıkar olmuştur. Ama içi rahattı çünkü yavrusu annesinin yanında güvenli bir şekilde büyüyecekti. Bu şekilde mutlu evlilikleri devam ederken Zeynep de ilk doğum gününü kutlamıştır. Fakat hareketli bir mizaca sahip, gezmeyi ve alışverişi çok seven anne artık evde durmaktan sıkılmış ve çok sevdiği işini çok özlemiştir. Fazla da düşünmeden eski işyerine tekrar gitmiş ve Ahmet Bey’ in ısrarlarına rağmen hemen bir bakıcı bularak işine geri dönmüştür. Zeynep de bir yaşında hayatının başlangıcında anneden ayrılmış ve yaşlı bakıcısıyla hayatına devam eder olmuştur…
Annenin yoğun tempolu işinden gece gelmesi babanın zaten haftada bir eve uğraması ile giden ailede neredeyse unutulan küçük Zeynep büyümektedir. Bu şekilde iken ekonomik seviyeleri iyice düzelen aile geniş güzel bir ev satın almışlardır bu yeni eve en çok, 4 yaşına gelmiş olan, Zeynep sevinir. Çünkü; 7. katta bulunan yeni evlerinin tam karşısında büyük güzel bir çocuk parkı vardır ve artık Zeynep gününün hemen hemen hepsini balkondan o parkı seyrederek geçirmektedir. Zeynep’ in bakıcısı onunla oynamaktan aciz hatta onu uyuturken kendi uyuyan yaşlı bir kadıncağız olduğu için onu parka hiç götürememiştir. Zaten Zeynep’ in hayallerini de arada bir de olsa gördüğü anne babasıyla oraya gitmek ve diğer çocuklar gibi oynamak süslemektedir bu hayalle her gün saatlerce parkı seyreden Zeynep ilkokul yollarını aşındıracak yaşa gelmiş ve yakındaki bir ilkokula kaydettirilmiştir. Okulun ilk günü bakıcısı elinden tutup onu okuluna götürmüştür ama orada Zeynep’in dikkatini çeken bazı şeyler olmuştur. Okula gittiğinde her zaman 7. kattaki evlerinin balkonundan seyrettiği kendi yaşındaki çocukların artık içindedir; ama onların yanında anne babaları varken ve ellerinden tutmuşken kendisinin yanında annesi dahi yoktur. Bir de neden çocuklar sınıfa girip annelerinden ayrıldıklarında ağlamışlardı ki anneden ayrılmak normal bir şey değil miydi? İlkokulun ilk günü garip geçmiştir. Artık her gün Zeynep okula gitmektedir ama bu onun yalnızlığına deva olmadığı gibi gerçek yalnızlığını kalbinin daha da derinlerinde hissetmesine neden olmuştur.
Bir iki ay geçince Zeynep’in öğretmeni de Zeynep’in kimseyle konuşmadığını hatta kendisi dahi biraz üstüne gidip yaklaşmak istese gözyaşlarıyla karşılaştığını görmüştür. Bu durumu aileye bildirmek için aileyi çağırsa da maalesef ne anne ne de baba işlerinin yoğunluğu nedeniyle gelememişlerdir. Zeynep de bu şekilde ilkokulda birinci sınıfı bitirmiştir ama hala arkadaş edinememiştir çünkü ona göre o hala okula diğer çocuklar gibi başlamamıştır o da anne babasıyla geldiği gün diğerleriyle parka gittiği gün arkadaş edinebileceğini düşünmekte ve saatlerce parkı seyrederken de bu hayalleri kurmaktadır.
Aslı Hanımla Ahmet Bey’in evlilikleri de artık eskisi gibi değildir hatta her görüştüklerinde tartışır olmuşlar birbirlerinden neredeyse nefret eder hale gelmişlerdir tartışmalar da ekseriyetle Ahmet Bey’in Aslı Hanım’ a işini bırakması gerektiğine dair sözlerinden sonra başlamaktadır.
Bir gece geç vakitlerde Zeynep gürültülere uyanmış ve salondan gelen bağrışmalara doğru ilerlemiş ve anne babasının şiddetli tartışmalarına kapıdan hafif uzanarak şahit olmuştur. Bu tartışma o kadar şiddetlidir ki Ahmet Bey dayanamayıp Aslı Hanım’ a bir tokat vurmuş ve Aslı’nın ağzından kan gelmesine neden olmuştur bu durumu gören Zeynep ise sessizce geriye çekilip odasına girer yatağına girip yorganı başına çeker ve sessizce sessizliği bekler beklediği çok geçmeden olur ve sessizlik sağlanır anne de baba da uyumuştur. ama Zeynep uyanıktır hala gözünde annesi vardır kanlı yüzüyle… Zeynep kalkar ve yavaşça dolabını açar 6. yaş gününde hediye edilen ses kayıt cihazını alır ve her zaman çıktığı balkona mutfak kapısından sessizce çıkar ve hemen her sıkıldığında sıkıntısını gideren parka bakar ama park bu kez başkadır sadece lambaların aydınlattığı ama bomboş bir park vardır şimdi Zeynep o anda aslında kendi parkının bu olduğunu diğeri canlı hareketli cıvıl cıvıl olan parkın ise çocuklarını çok seven ve parka oynamaya götüren annelerin çocuklarına ait olduğunu düşünür. Aslında 4 yaşından beri Zeynep’ in parka bakmasının nedeni bir gün oraya annesiyle kendisinin de gideceğini hayal etmenin onu hayata bağlamasıdır. Bir hayat umududur bu park ona. Ama az önce annesinin kanlı yüzü onun annesi hele de anne ve babasıyla o parka gidip oynama hayallerini öldürmüştür bir anda. Tabi hayat umudunu da…
Zeynep hafif yaşlı gözlerle parka bakar ses kayıt cihazını alır ve oturduğu sandalyeye çıkarak cihaza konuşmaya başlar “anneciğim, babacığım sizi çok seviyorum. Ben parka oynamaya gidiyorum ” sandalyede ayağa kalktığında parmaklıklar beline kadar ancak gelmektedir. Hafifçe parka doğru süzülür küçük Zeynep göz yaşlarına hakim olmamaktadır artık düşen bir göz yaşının 7. kattaki evlerinden aşağıya doğru süzülüşünü izler gece yarısı kimsecikler yoktur esen hafif rüzgarda havayı biraz soğutmustur Ama Zeynep bunları aldırmamaktadır parka doğru bakar ve hafif bir gülümsemeyle ellerinin yardımıyla parka ulaşmak için kendini ileri iter… tek isteği anne babasıyla bir defacık gidemediği o parka gitmektir. Ama artık parka kavuşmaya çok az kalmıştır…
Derken aile müjdeli bir haber ile sevinir Aslı hanım artık anne adayıdır. Dünyaya gelen dünyalar tatlısı küçük Zeynep ile ilgilenen anne zaten o doğmaya yakın işini de bırakmış artık kendini küçük yavrusuna adamıştı. Ahmet Bey’ in ise sevincine diyecek yoktur. Baba olmanın verdiği mutlulukla ve kızının geleceğini düşünerek işine daha da sarılmıştı tabi müdürlükten sonra da işleri epey yoğunlaşmış ve sık sık şehir dışı hatta bazen da hafta süren yurt dışı gezilerine çıkar olmuştur. Ama içi rahattı çünkü yavrusu annesinin yanında güvenli bir şekilde büyüyecekti. Bu şekilde mutlu evlilikleri devam ederken Zeynep de ilk doğum gününü kutlamıştır. Fakat hareketli bir mizaca sahip, gezmeyi ve alışverişi çok seven anne artık evde durmaktan sıkılmış ve çok sevdiği işini çok özlemiştir. Fazla da düşünmeden eski işyerine tekrar gitmiş ve Ahmet Bey’ in ısrarlarına rağmen hemen bir bakıcı bularak işine geri dönmüştür. Zeynep de bir yaşında hayatının başlangıcında anneden ayrılmış ve yaşlı bakıcısıyla hayatına devam eder olmuştur…
Annenin yoğun tempolu işinden gece gelmesi babanın zaten haftada bir eve uğraması ile giden ailede neredeyse unutulan küçük Zeynep büyümektedir. Bu şekilde iken ekonomik seviyeleri iyice düzelen aile geniş güzel bir ev satın almışlardır bu yeni eve en çok, 4 yaşına gelmiş olan, Zeynep sevinir. Çünkü; 7. katta bulunan yeni evlerinin tam karşısında büyük güzel bir çocuk parkı vardır ve artık Zeynep gününün hemen hemen hepsini balkondan o parkı seyrederek geçirmektedir. Zeynep’ in bakıcısı onunla oynamaktan aciz hatta onu uyuturken kendi uyuyan yaşlı bir kadıncağız olduğu için onu parka hiç götürememiştir. Zaten Zeynep’ in hayallerini de arada bir de olsa gördüğü anne babasıyla oraya gitmek ve diğer çocuklar gibi oynamak süslemektedir bu hayalle her gün saatlerce parkı seyreden Zeynep ilkokul yollarını aşındıracak yaşa gelmiş ve yakındaki bir ilkokula kaydettirilmiştir. Okulun ilk günü bakıcısı elinden tutup onu okuluna götürmüştür ama orada Zeynep’in dikkatini çeken bazı şeyler olmuştur. Okula gittiğinde her zaman 7. kattaki evlerinin balkonundan seyrettiği kendi yaşındaki çocukların artık içindedir; ama onların yanında anne babaları varken ve ellerinden tutmuşken kendisinin yanında annesi dahi yoktur. Bir de neden çocuklar sınıfa girip annelerinden ayrıldıklarında ağlamışlardı ki anneden ayrılmak normal bir şey değil miydi? İlkokulun ilk günü garip geçmiştir. Artık her gün Zeynep okula gitmektedir ama bu onun yalnızlığına deva olmadığı gibi gerçek yalnızlığını kalbinin daha da derinlerinde hissetmesine neden olmuştur.
Bir iki ay geçince Zeynep’in öğretmeni de Zeynep’in kimseyle konuşmadığını hatta kendisi dahi biraz üstüne gidip yaklaşmak istese gözyaşlarıyla karşılaştığını görmüştür. Bu durumu aileye bildirmek için aileyi çağırsa da maalesef ne anne ne de baba işlerinin yoğunluğu nedeniyle gelememişlerdir. Zeynep de bu şekilde ilkokulda birinci sınıfı bitirmiştir ama hala arkadaş edinememiştir çünkü ona göre o hala okula diğer çocuklar gibi başlamamıştır o da anne babasıyla geldiği gün diğerleriyle parka gittiği gün arkadaş edinebileceğini düşünmekte ve saatlerce parkı seyrederken de bu hayalleri kurmaktadır.
Aslı Hanımla Ahmet Bey’in evlilikleri de artık eskisi gibi değildir hatta her görüştüklerinde tartışır olmuşlar birbirlerinden neredeyse nefret eder hale gelmişlerdir tartışmalar da ekseriyetle Ahmet Bey’in Aslı Hanım’ a işini bırakması gerektiğine dair sözlerinden sonra başlamaktadır.
Bir gece geç vakitlerde Zeynep gürültülere uyanmış ve salondan gelen bağrışmalara doğru ilerlemiş ve anne babasının şiddetli tartışmalarına kapıdan hafif uzanarak şahit olmuştur. Bu tartışma o kadar şiddetlidir ki Ahmet Bey dayanamayıp Aslı Hanım’ a bir tokat vurmuş ve Aslı’nın ağzından kan gelmesine neden olmuştur bu durumu gören Zeynep ise sessizce geriye çekilip odasına girer yatağına girip yorganı başına çeker ve sessizce sessizliği bekler beklediği çok geçmeden olur ve sessizlik sağlanır anne de baba da uyumuştur. ama Zeynep uyanıktır hala gözünde annesi vardır kanlı yüzüyle… Zeynep kalkar ve yavaşça dolabını açar 6. yaş gününde hediye edilen ses kayıt cihazını alır ve her zaman çıktığı balkona mutfak kapısından sessizce çıkar ve hemen her sıkıldığında sıkıntısını gideren parka bakar ama park bu kez başkadır sadece lambaların aydınlattığı ama bomboş bir park vardır şimdi Zeynep o anda aslında kendi parkının bu olduğunu diğeri canlı hareketli cıvıl cıvıl olan parkın ise çocuklarını çok seven ve parka oynamaya götüren annelerin çocuklarına ait olduğunu düşünür. Aslında 4 yaşından beri Zeynep’ in parka bakmasının nedeni bir gün oraya annesiyle kendisinin de gideceğini hayal etmenin onu hayata bağlamasıdır. Bir hayat umududur bu park ona. Ama az önce annesinin kanlı yüzü onun annesi hele de anne ve babasıyla o parka gidip oynama hayallerini öldürmüştür bir anda. Tabi hayat umudunu da…
Zeynep hafif yaşlı gözlerle parka bakar ses kayıt cihazını alır ve oturduğu sandalyeye çıkarak cihaza konuşmaya başlar “anneciğim, babacığım sizi çok seviyorum. Ben parka oynamaya gidiyorum ” sandalyede ayağa kalktığında parmaklıklar beline kadar ancak gelmektedir. Hafifçe parka doğru süzülür küçük Zeynep göz yaşlarına hakim olmamaktadır artık düşen bir göz yaşının 7. kattaki evlerinden aşağıya doğru süzülüşünü izler gece yarısı kimsecikler yoktur esen hafif rüzgarda havayı biraz soğutmustur Ama Zeynep bunları aldırmamaktadır parka doğru bakar ve hafif bir gülümsemeyle ellerinin yardımıyla parka ulaşmak için kendini ileri iter… tek isteği anne babasıyla bir defacık gidemediği o parka gitmektir. Ama artık parka kavuşmaya çok az kalmıştır…
Yazının uzun olması ürkütmesin, mutlaka okunması gereken bir yazı, harika bir betimleme.
YanıtlaSilteşekkürler fatih.
Olay uzucu ama anlatim cok guzel-mashallah-
YanıtlaSilbu yazının yazımına vesile olan 7/A sınıfından çok sevdiğim kıymetli talebem MERVE ÖZYILMAZ' a teşekkür ediyorum. ayrıca uzaması istem dışı oldu, kalemim aldı gitti başını. hayal gibi görünse de ana hatlarıyla gerçek olduğunu da solemeliyim.
YanıtlaSilKısmen de olsa gerçek olduğunu bilmek üzücü;
YanıtlaSilYalnız benim dikkatimi çeken başka bir şey var,o da sizin bu konudaki hassasiyetiniz;
Yazılarınız genelde annesi çalışan çocuklarla ilgili,acaba bu öğretmen olmanızdan ve bu durumla sık sık karşılaşmanızdan mı kaynaklanıyor,yoksa sizde çalışan bir annenin çocuğumusunuz?
Yazılarınızın devamı dileğiyle...
mehabalar!bn hayal.fatıh işgorenı tebrık edıyrm cok anlamlı ve guzel bı yazı olmus.yazıların devamınıda beklıyrm.basarılar dilıyrm degerlı edebıyat hocamıza!!
YanıtlaSilhayır annem çalışmıyordu aslında çok çalışıyordu ama bize belli değerleri hakkıyla vermeğe, iyi bir evlat yetiştirmeye çalışıyordu. bu da onu fazlasıyla meşgul ediyordu heralde.
YanıtlaSilfatih bey, hikayenin biraz da gerçek kısmını bizimle paylaşsanız? merak ettik. merve kardeşimizin de nasıl bir katkısı olduğunu biraz daha detaylı öğrenmek isteriz.
YanıtlaSilçok güzel ve hüzünlü bir yazı olmuş yazının sonunda yaptığınız değişiklik bence daha iyi olmuş
YanıtlaSilbu son yorumu yazan anonim arkadaş yazının son bölümünün değiştirildiğini yazdığına göre acaba fatih hocanın bahsettiği yazının yazılmasına vesile olan kardeşimiz mi?
YanıtlaSilfatih, yukarıda bir soru sorulmuş, hikayenin gerçek kısmı ile alakalı. bu konuyu doğrusu ben de merak ettim. bekliyoruz cevabını.
hikayelerimi yayınlamadan once orencilerime anlatır son seklini verrim heralde o yorumuda orencilerimden birisi yazmıs olmalı hikayenin gercek kısmına gelince genel hatlarıyla bu acı olayları yaşayan bir cocuk olmuş ama hikayenin sonunu acık burakmadım belki sandalye düşüp cocuk balkona düşmüştür...
YanıtlaSilgüzel ama üzücü ama bu yazıda bi yanlış var baba anneye vurmamalıydı anne babaya vurmalıydı,bayanların ezilmesi söz konusu neyse fatih hocam tbr gzl bi yazı devamını bekliyoruM...
YanıtlaSilfatih hocam şunu merak ettim bayan orda tartışmanın etkisiyle düşüp ağzını çarpıp kanayabilirdi neden illa erkeğin vurması lazım?sizin bilinçaltınızda acaba böyle bi erkek taraflılığımı var?ltfen cevabınızı bekliyorum...
YanıtlaSilLİBRA
sevgili libra, benim değil de çıkardığın yoruma bakılırsa senin bilinçaltında epey bişi var...
YanıtlaSil