Bloglarda yoğun olarak yeme içme konusu işlendiğinden benim de aklıma geçen hafta da gittiğim, gittiğim günden beri "bunu da yazayım" dediğim Sabırtaşı Restoranı geldi.
Restoranın sahibini son 10-15 yılda İstanbulda yaşayıp da İstiklal Caddesini turlayan hemen herkes tanır. Yıllarca kravatı, beyaz önlüğü ve sıcak gülümseyişi ile cadde üzerinde açtığı tezgahında içli köfte satan Ali Topçuoğlu amca... Amca diyorum, çünkü onunla artık aramızda samimi bir bağ oluştu. Ben -ki, beni tanıyan arkadaşlar çok iyi bilirler, her yerden yemem içmem- bazı zamanlar sırf onun o tezgahından köfte yemek için İstikalale giderdim. Beni celbeden tabi ki onun o sıcacık gülümseyişi ve üstüne başına, tezgahına verdiği önemdi. İlk cazibe nedenine içli köftesinin muhteşem tadı da eklenince benim vazgeçilmezlerim arasına girdi.
Peki Sabırtaşı nerden geliyordu? Ali amca, Kahramanmaraş'lı ve bir zamanlar oranın itibarlı esnafından biri imiş. Ancak 1988'de iflas ediyor ve İstanbul'a yerleşiyor. bu arada işsizlik yüzünden eşinin yaptığı içli köfteleri satmaya başlıyor ve bu şekilde yıllarca tezgah başında içli köfte ile geçiniyor. Geçinmekten de öte, iflasın neticesinde oluşan borçlarını ödüyor. Sonunda yaklaşık 1,5-2 yıl önce kredi ile İstiklal Caddesinde bu isim altında restoranını açıyor. Aslında çok acı ve çok ibret verici bir hayatı var Ali amcanın. Özel sohbetimizde anlattığı için biliyorum ama o anlattıklarını burada bahsetmemin doğru olmayacağını düşünüyorum. Fakat şundan emin olabilrsiniz ki, hayatı belgesel olarak çekilmesi gereken ender şahıslardan biri o bence.
Bir kaç haberi çıkmıştı, bunları sizlerle paylaşmak için internette ararken başka bir blogda onun içli köftesinin yazıldığını gördüm. O yazı ile bereber Ali amca ile ilgili bir haberi de sizlerle paylaşıyorum. Eğer İstanbul'daysanız ya da yolunuz İstanbul'a düşerse Sabırtaşına mutlaka uğrayın derim. Köfte yerken de Ali amcanın hiç bozulmamış sıcacık üslubu ile kendi hikayesini dinlemeye çalışın.
Restoranın sahibini son 10-15 yılda İstanbulda yaşayıp da İstiklal Caddesini turlayan hemen herkes tanır. Yıllarca kravatı, beyaz önlüğü ve sıcak gülümseyişi ile cadde üzerinde açtığı tezgahında içli köfte satan Ali Topçuoğlu amca... Amca diyorum, çünkü onunla artık aramızda samimi bir bağ oluştu. Ben -ki, beni tanıyan arkadaşlar çok iyi bilirler, her yerden yemem içmem- bazı zamanlar sırf onun o tezgahından köfte yemek için İstikalale giderdim. Beni celbeden tabi ki onun o sıcacık gülümseyişi ve üstüne başına, tezgahına verdiği önemdi. İlk cazibe nedenine içli köftesinin muhteşem tadı da eklenince benim vazgeçilmezlerim arasına girdi.
Peki Sabırtaşı nerden geliyordu? Ali amca, Kahramanmaraş'lı ve bir zamanlar oranın itibarlı esnafından biri imiş. Ancak 1988'de iflas ediyor ve İstanbul'a yerleşiyor. bu arada işsizlik yüzünden eşinin yaptığı içli köfteleri satmaya başlıyor ve bu şekilde yıllarca tezgah başında içli köfte ile geçiniyor. Geçinmekten de öte, iflasın neticesinde oluşan borçlarını ödüyor. Sonunda yaklaşık 1,5-2 yıl önce kredi ile İstiklal Caddesinde bu isim altında restoranını açıyor. Aslında çok acı ve çok ibret verici bir hayatı var Ali amcanın. Özel sohbetimizde anlattığı için biliyorum ama o anlattıklarını burada bahsetmemin doğru olmayacağını düşünüyorum. Fakat şundan emin olabilrsiniz ki, hayatı belgesel olarak çekilmesi gereken ender şahıslardan biri o bence.
Bir kaç haberi çıkmıştı, bunları sizlerle paylaşmak için internette ararken başka bir blogda onun içli köftesinin yazıldığını gördüm. O yazı ile bereber Ali amca ile ilgili bir haberi de sizlerle paylaşıyorum. Eğer İstanbul'daysanız ya da yolunuz İstanbul'a düşerse Sabırtaşına mutlaka uğrayın derim. Köfte yerken de Ali amcanın hiç bozulmamış sıcacık üslubu ile kendi hikayesini dinlemeye çalışın.
Ilk kez duyuyorum sabirtasini, Ali Topcuoglu'nun gercekten ibret verici bir hayat hikayesi var..onca zorluga gogus germek, pes etmeden dimdik ayakta kalabilmek ve sonunda hedefine ulasmak herkesin harci degildir..Azimli ve sabirli bu amcamizi Istanbul'a ilk gitigimde ziyaret etmek isterim..
YanıtlaSilBilgi icin tesekkurler..
7 yıldır istanbuldayım ve istiklal caddesine sadece bir kez o da ilber ortaylı' nın konferansına gittim ama ali abim kofteciye derse oraya da gideriz inş... -edib-
YanıtlaSilbenimki biraz da vefa borcu gibi bir şey aslında, çünkü cadde üstünde olmasına rağmen ayak altı bir yer olmadığından (5.kat) ali amcanın işleri çok da iyi değil. buna rağmen zaman zaman bütün ısrarlarımıza rağmen bizden para da almadığı oluyor, hiç olmazsa buradan bir kaç kişiye daha ulaştırmış olurum diye düşündüm.
YanıtlaSilgitmenize en çok ben sevinirim.
sevgili edib, istiklal caddesi, evet biraz gariptir ama düşman olmayı gerektirmiyor, orası da hayatın bir parçası ve zaman zaman görmek lazım diye düşünüyorum. ben bizim baro da orada olduğu için daha sık gidiyorum galiba.
Bugun yaz tatili icin Istanbul'a biletimi aldim ;-) Hic bu kadar oncesinden rezerve yaptirmazdim ama guzel mekanlari gorunce aska geldim..
YanıtlaSilAli bey, bransiniz ne bilmiyorum ama benim ogrenmek istedigim bir konu var..Burada yazarak yardimci olursaniz cok sevinirim..Eskisehir'de 'polis' olan kiracim ile basim dertte..Cok dusuk kira oduyor, zam yapmak istedigimi belirttigimde bayan oldugum icin beni pek ciddiye almadi..Mahkemeye gidin orada haledelim dedi..Mahkeme yolu ile bu islerin uzadigini biliyorum..Elimde kira kontrati da yok..Uzak olunca ilgilenemiyorum haliyle..Akrabamiz olan avukata vekalet verdim..Saolsun gelir vergisini bile halletmedi..Cezali odemek zorunda kaldim..Vergi dairesinde yasanan burokrasiya hic girmiycem..
Konuyu uzatmadan, kisa tutmak gerekirse Tr'de kiraci evden nasil cikartilir? Kiraciya daha cok hak taniniyor anladigim kadari ile..Bununla ilgili bilgi verebilirseniz tatile geldigimde gerekeni yaparim ins..Alaniniza girmiyorsa hic sorun degil..
Baslik ile yorum alakasiz oldu kusura bakmayin..
Londra'dan selamlar