25 Mayıs 2012

Avukat

Dün bir davamın 6 veya 7. duruşmasına girdim ve nihayet karar çıktı. Ancak konumuz bu değil.

Bu süreçte karşı tarafın avukatıyla gayet medeni bir şekilde duruşma öncesinde ve sonrasında selamlaşıp sohbet ediyorduk ama ne olduysa dünkü duruşma öncesinde selamlaşmamıza rağmen davayı kaybeden meslektaşım sonrasında salondan arkasını dönüp öyle bir hızla ayrıldı ki ne selam ne kelam...

Benden en az 7-8 yıl daha kıdemli olduğunu düşündüğüm meslektaşımın bu tavrı haliyle üzdü beni. Biz avukatlar işimizi yapan ama asla kendimizi haklarını savunduğumuz kişilerin yerine koymayan insanlarız, olması gereken budur. Kaybeden esasen çoğu zaman avukat değildir, müvekkildir. Nitekim dünkü davada meslektaşım tüm iddia ve savunmalarını hakkıyla yerine getirdi ancak  hakkını savunduğu kişinin/şirketin hataları davanın kendi aleyhlerine sonuçlanmasına neden oldu. 

Sayın meslektaşım, hal böyleyken sen neden kendini gayr-i medeni bir duruşun içine sokuyorsun ki?

23 Mayıs 2012

Eğitim Sistemi Değişsin!

Eğitim sistemini sil baştan değiştiren son kanun değişikliği vesilesi ile en çok tartışılan konulardan biri de şüphesiz Kur'an ve siyer eğitiminin seçmeli ders olarak sunulmasıydı. Bu duruma itiraz edenler en çok söz konusu derslerin seçmeli olmasına rağmen devlet eliyle bir dinin körpe zihinlere dayatılması argümanını kullandılar.

Geçenlerde henüz 4 yaşında olan kızımın "en büyük Atatürk" diyerek tempo tuttuğunu görünce öğrendim ki; cümleyi ilkokul 1. sınıfa giden komşumuzun kızından öğrenmiş. Neredeyse 1 asırdır körpe zihinlere dayatılan bu argümana ses çıkarmayıp dayatma dedikleri seçmeli derslere itiraz edilmesi ne kadar da manidar.
30 sene önce ilk okula giderken Atatürk İlke ve İnkılapları başlığı ile CHP'nin 6 okunu bize de dayattıklarını hatırladım birden. Devlet eliyle belli bir partinin zihniyeti körpecik beyinlerimize dayatılıyordu. İstediğimiz kadar çok partiliyiz diyelim; gerçek ortada. Hala aynı şekilde midir bilmiyorum ama eğitim sistemimizin değiştirilmesi gerektiği ortada...

Not: Resim http://www.sosyalistforum.net/mizah/33869-kemalizmin-sartlari.html adresinden uyarlanmıştır.

18 Mayıs 2012

İçimdeki Yangın

Ortadoğuda süregelen trajediyi tüm detaylarıyla bir filmin ele alabilmesi elbette beklenemez ancak bu trajedinin tam ortasından ufak bir hikayeyi alıp yaşanan trajedinin gölgede kalan kısımlarına dair fikir oluşturmak ve bu trajediyi belleklere kazımak istiyorsanız bu hafta sonu İçimdeki Yangın şeklinde Türkçeleştirilen Incendies filmini izleyebilirsiniz.

Keşke tanıtmayı bu kadar geciktirmeseydim, zira filmi izleyeli 2 aydan fazla oldu ve gerçekten ender etkilendiğim filmlerden biriydi ama ancak fırsat bulabildim.

Filmin ilk kısımları sıkıcı da gelse dişinizi sıkın ve izleyin, sonunda, özellikle de son 5 dakikasında filmi izlemekle ne iyi ettiğinizi hissedeceksiniz. Kanada yapımı olmakla birlikte filmin bizim coğrafyaya ait olması, bu coğrafyaya özlemimin de arttığı bu dönemde beni hiç sıkmadı ama herkes için aynı olmayabilir. Bu yüzden sonunu mutlaka getirin filmin.

Filmi buradan ve buradan inceleyebilirsiniz.