17 Haziran 2008

Teknolojide muhalefet

Okuduğum bir habere göre internet kullanıcılarının % 13,76'sı Firefox kullanıyormuş. merak ettim benim blogu ziyaret edenlerin acaba yüzde kaçı Frefox'u kullanıyor diye; % 18,87 imiş. % 5'lik bir oran azımsanmamalı. Ben bunu şuna bağlıyorum, Explorer tartışmasız üstünlüğünü hala koruyor ancak etrafıma dikkat ettiğimde genelde muhalif tipler Firefox kullanıyorlar. Blog kullanıcıları da genellikle teknolojiyi bilinçli tüketen bir kesimden oluşuyor. Microsoftun tekeline muhalefet etme isteği blog kullanıcılarını Firefox'a yöneltiyor olmalı.

Aynı durumun blogcuların Microsoft menşeli Space yerine Google menşeli Blogspotu tercih etmelerinde, hatta Google'ı da artık bir tekel gibi görenlerin de Wordpress kullanmalarında etkili olduğunu düşünüyorum ben.

En son bu muhalefeti daha da ileri götürüp yıllardır kullandığı Q klavyeden vazgeçip F klavyeye geçen dostlarım da oldu ama ben hala Explorer ve Q klavyeye devam ediyorum. Birgün Pardus kullanmak istesem de şimdilik statükoyu tercih ediyorum.

16 Haziran 2008

Çeyrek final


Türkiye-Çek Cumhuriyeti maçının son 15 dakikasını seyredebildim. Seyre başlamamla birlikte Türkiye'nin golleri gelmeye başladı. Keşke başından beri seyretseydim dedim ama Çeklere yazık olurdu, daha büyük bir hezimete dayanabilirler miydi bilmiyorum.

12 Haziran 2008

Malezyalı müslüman astronot

Malezyalılaşmak bir süre önce çok tartışılan bir konuydu ülkemizde. O zaman da yazmıştım, Malezyalılaşmanın nesinden korkuluyor diye. Adamlar uzaya astronot gönderiyorlar ve gönderilen müslüman astronotun orada hangi şartlarda ibadet edeceğini tartışıyorlar. Biz ülkemizde başörtülüler üniversitelere alınsın mı alınmasın mı diye tartışaduralım.

İşte ilgili haber;

http://www.bbc.co.uk/turkish/news/story/2007/10/071010_malaysian.shtml

6 Haziran 2008

Hukuk darbesi mi?

Hayır! Evrensel bir değer olan "hukuk" kelimesini darbe ile birlikte anmaya kimsenin hakkı yoktur.

Bu bir darbedir ama hukuk darbesi değildir.

Türkiye'de hiç bir zaman "hukuk" olmamıştır. Türkiye İstiklal Mahkemelerinden, Kel Alilerden, Yassıadalardan buraya gelmiştir. Bu geleneğin hiç bir yerinde "hukuk" olmamıştır.

600 yıllık bir devleti yıkan İttihat ve Terakki zihniyetinin uzantılarından "hak" ve "hukuk"a uyacaklarını sanarak safdillik edenlerin hatasıdır dünkü sonuç.

1 yıl içerisinde 3 tane ciddi hukuksuzluğa göz yummaya kimsenin hakkı yoktur. Önce 367, sonra vatana ihanetten başka hiç bir sebeple yargılanmamayan Cumhurbaşkanı'nın yargılanması, ardından da anayasanın açık hükmünü ihlal ederek anayasa değişikliğini esastan incelemek... ya da yetkisini genişleterek şekilden incelemek. Her halükarda ortada bu denli açık hukuksuzluk söz konusu iken bu fiillerin bir yaptırımı olmalı.

Söz konusu olan başörütüsünün serbest olup olmaması değildir artık. Tartışılması gereken Anayasa Mahkemesidir.

Not: Bu yazı Moral Haber'deki yazımın özetidir. Yazının orjinal hali için lütfen tıklayın.

5 Haziran 2008

Anayasa 153

Başörtüsü düzenlemelerine ilişkin açılan davada Anayasa Mahkemesi kararını bugün açıklayacak. Günlerdir mahkemenin verebileceği kararlar tartışılıyor. Üzerinde en çok durulan ve çoğu muhalin arzuladığı ise "gerekçeli red". Güya dava reddedilecek, düzenleme geçerli sayılacak ancak gerekçede eski kararlara atfen yasak devam ettirilecek.

Bu kesinlikle hukuka ve anayasaya aykırıdır. Anayasanın 153. maddesi aynen "Anayasa Mahkemesi ..... kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemez" der. Bunun aksi, kanun koyucunun yerini yargının almasıdır.

Umuyorum ki hiç bir yoruma ihtiyaç bırakmayacak netlikte hak ve hukuk gözetilerek doğru olan karar verilir.