9 Nisan 2006

Bir Gece

On dört asır evvel yine bir böyle geceydi
Kumdan ayın on dördü bir öksüz çıkıverdi
Lakin o ne hüsrandı ki hissetmedi gözler
Halbuki kaç bin senedir bekleşmedelerdi
Nerden görecekler göremezlerdi tabi
Bir kere zuhur ettiği çöl en sapa yerdi
Bir kere de ma'mure-i dünya o zamanlar
Buhranlar içindeydi bugünden de beterdi
Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta
Dişsiz mi bir insan onu kardeşleri yerdi
Fevza bütün afakını sarmıştı zeminin
Salgındı bugün Şark'ı yıkan tefrika derdi

Derken büyüyüp kırkına gelmişti ki öksüz
Başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi
Bir nefhada kurtardı insanlığı o masum
Bir hamlede kayserleri kisraları serdi
Aczin ki, ezilmekti bütün hakkı, dirildi
Zulmün ki, zeval akılına gelmezdi, geberdi
Alemlere rahmetti evet şerr-i mübini
Şehbalini adl isteyenin yurduna gerdi
Dünya neye sahipse onun vergisidir hep
Medyun ona cemiyeti medyun ona ferdi
Medyundur o masuma bütün bir beşeriyyet
Ya Rab! Bizi mahşerde bu ikrar ile haşret

Mehmet Akif Ersoy

7 Nisan 2006

Hayat

Giriş

Kibrit Camiini,
Çamlıktan eve gidişimi,
Sobayı,
Onun üstündeki çaydanlığın vızıltısını,
Bazen kestane kızartılmasını,
Dama vuran sağanak yağmurun sesini, gök gürlemesini,

Gelişme

Askeri İşler Dairesi yazılı kapının altından geçmeyi,
Bahçesinde kuş sesleri içinde yürümeyi,
1000 kişiye hitap etmenin kendilerine bir şey kazandırdığını sanan zavallıları dinlemeyi,
Çorlulunun medresesini,
Süleymaniye’nin üst katını,
Rahmetli Gürses Hoca’nın rahmetli talebesinin kıraatini,
Devletin kütüphanesindeki karanlık okuma salonunda 30’ların gazetelerini okumayı,

Son..

Diyanetin standları arasında kaybolmayı,
Bağdat’ta İskender yemeyi,
Fenerbahçe’den Marmara’yı,
Ulus’tan Boğazı,
Piyer Loti’den Haliç’i seyretmeyi,

...uç

...