19 Mart 2006

Kavl-i Leyn

TüRK DiLi DEVASI

“Sene 1981, bir Türk dili devası doğdu. Doğduğundan beri tek amacı Türkçe’ yi Türk milletine öğretmek… Hala öğretmeye çalışıyor. Bağırıyor, çağırıyor, gülüyor, kızıyor her şeyi yapıyor ama film izletmiyor. Derste bir bağırıyor bir sessiz konuşuyor; bir gülüyor bir kızıyor. Ama bize Türkçe’ yi öğretiyor. Ne zaman ses çıksa hanımefendi, beyefendi örneğini veriyor öğrencileri susturuyor. Susmayanı kaldırıyor onun okumak zorunda olduğunu anlatıp oturtuyor. Ama tahtaya hiç güzel yazamıyor. Dersi hızlı, güzel ve Türkçe’ yi iyi kullanarak anlatıyor. Tahtaya dönük duramıyor. Yazıyı onun için güzel yazamıyor. Sinirli olması genetikmiş ve ailecek çabuk sinirlenip çabuk sakinleşirlermiş.
O bir Türkçe Hocası
O bir Türk adamı
ve
Oooooo Fatih İşgören.”

Öğrencilerle sinevizyona inelim mi inmeyelim mi müzakeresi sırasında yazmalarını istediğim değerlendirme yazılarından biriydi okuduğunuz. Kimilerine göre yağ çekme diye adlandırılsa da ben tatlı dil tesmiyesini tercih ediyorum. Bu vesileyle de kavl- i leyn ( tatlı dil ) konusuna değinmek istiyorum. Siz de özlemediniz mi samimi bir gülücükle sanki bir gül goncası misali size sunulan “sabah- ı şerifleriniz hayr olsun efendim” kelamındaki tatlılığı. Ya da “istirham ederim efendim, lütfen siz buyrun” kelamının zerafetini. Hayat tecrübem o kadar da fazla olmasa da şunu öğrendim ki: Samimi bir tebessümle süslenen tatlı bir kelamın tesir etmeyeceği kalp çok azdır. Şunu biliyoruz ki insanız ve insanlar konuşarak anlaşırlar. Daha da önemlisi biz Müslümanız ve Efendimiz, her konuda misalimiz olduğu gibi iletişimde de bize mükemmel bir örnek olmuştur. Vücudunun tamamını dönerek hafif tebessümle tatlı tatlı dökülen inci taneleri gibi kelamların etkisi öz kızını acımadan diri diri gömmeye dayanan kim bilir kaç kalbi karıncayı incitemeyecek hale getirmiştir.

Talebem “hocam, biz sinevizyona inmek istiyoruz” deseydi büyük ihtimal inemezdi ama yukarıdaki yazıyı vesile ederek isteyince isteğini almamış olabilir mi sizce?

Evimizde, işimizde, dostluk ilişkilerimizde, trafikte kısacası hayatımızın her karesinde güler yüzlü ve tatlı dilli olabilme temennisiyle… bize yakışan bu; çünkü biz MÜSLÜMANIZ…

Bilgisayarından Kopamayanlara

Blogcu arkadaşlar değerlendirebilir. Özellikle de dinlenmek nedir bilmeyen, enerjik blogcu arkadaşıma ısrarla tavsiye ediyorum.

17 Mart 2006

Fotoğraf(lar)

Sonunda bir fotoğraf eğitimi almaya karar verdim. Mayıs ayında İFSAK'ın düzenlediği seminere katılacağım.


Bugün, akşam namazını Yeni Cami'de kılıp çıkınca bu fotoğrafı çekmekten kendimi alamadım. Üç ayak yanımda olmadığı için ve kareyi yakalayabileceğim düzgün bir zamin de ayaralayamadığımdan tam istediğim gibi bir fotoğraf olmadı. Gece fotoğraflarında makinenin sabit olması çok önemli, bu yüzden ancak bu kadar olabildi.

Objektifimden yansıyan diğer fotoğraflarımı ise http://objektifimden.blogspot.com adresinden takip edebilirsiniz.