4 Mayıs 2006

Saat Saat İstanbul Trafiği

Yer: Boğaz Köprüsü.


Saat: 06:30 – 08:00

Trafiğin canlanmaya başladığı saatler. İş yerinde bir adım öne çıkmış olmanın gazı ile işe erken gitmeye başlayanlar, işkolik müdürler, işgüzar çalışanlar, trafik yoğunluğuna bulaşmak istemeyenlerin saati. Araçlar umumiyetle, Clio, Albea, Brodway, Getz, Fiesta vs. Bunlara Ahmet Beyler diyebiliriz.

Saat: 08:00 – 09:30

Gün içindeki trafiğin en yoğun olduğu saatler. Clio, Albea, marka arabaları ile yolda olan Ahmet Beylere servis araçlarındaki, otobüslerde tıkış tıkış doluşmuşlarla, dolmuşlara tıka basa binmiş, yanındaki yabancı erkeği sanki sevgilisiymiş gibi sarmak zorunda kalmış Ahmet Efendilerin saati. Bir koşturmacadır devam ediyor. İşe geç kalmamak derdi ile.

Saat: 09:30 – 11:30

Bu grubun öncüleri, paralanıp henüz ortadireğin üzerine çıkmaya başlamışların bindikleri araçlardan oluşur; Passat, Vectra, Avensis vs. Saatin yavaş yavaş öğleye yaklaşması ile de Mercedes, BMW ve Jeepler ortaya çıkar. Bu gruba da Ahmet Ağalar diyebiliriz. Sadece sabah iş yerinde olduklarını göstermek için çıkarlar, yoksa vakit öğlen olmuştur aslında.

Saat: 11:30 – 16:30

Doğan görünümlü Şahinlerin cirit attığı, minibüslerin mal sevkiyatı yaptıkları, boş taksilerin gezindiği saatler.

Ve, 16:30’dan sonrası; sabahki trafiği ters çevirmemiz yeter.

3 Mayıs 2006

Süleymanname

Son günlerin en çok konuşulanı hakkında Üstadın bir şiirini sizlerle paylaşmadan edemedim. Üstad bu şiiri 1971 yılında kaleme almış.

Süleymanname

Sen gül diyarının yapma gülüsün!
Aynı yapmacıkla Çoban Sülü’sün!
Yoktur izlediğin bir dava yolu;
Bir bu yan, bir şu yan, büküntülüsün!
Türk’e zıt sermaye merkezlerinden,
Bir zikzaklı yolda hep, güdülüsün!
Milli yekparelik gelmez işine;
Bu yüzden parçalı, bölüntülüsün
Ve devlete mason biraderlerin
Tam da maslahata denk ödülüsün!
Ne sır sendeki bedava oluş!
Problemler içinde en müşkülüsün!
Fikir dağlar boyu kocaman kitap;
Sen de o kocaman kitabın bir virgülüsün!
Böyleyken ustasın gözbağcılıkta;
Cüceler sirkinin baş Herkülüsün!
Gözyaşı ve çığlık vatanında sen,
Hüzün bahçesinin şen bülbülüsün!
Büzülmüş susarken mahzun hakikat,
Davuldan ziyade gümbürtülüsün!
Teokratik rejim olmaz deyip de,
Peşinden müslüman görüntülüsün!
Kolera, vergiler, zamlar, enflasyon;
Bir felaketsin ki, binbir türlüsün!
Gelirsiz giderli bütçelerinle,
Her yıl, milyar milyar köpürtülüsün!
Okka okka vicdan satıl alırsın;
Topuzu altından oy baskülüsün!
Bir gökdelen sanır seni gören göz;
Bilmez ki, temelden çöküntülüsün!
Büyük Kongre, dikiş tutturduğun yer;
Meclise gelince söküntülüsün!
Bağlısın hak bilmez yeminlilere;
Hakkı bilenlerden çözüntülüsün!
Üçbuçuk mebusa kaldı diye fark,
Kimbilir, ne kadar üzüntülüsün!
Millet gökten adam dilensin, dursun!
Ümit fakirinin keşkülüsün!
Kuzum, senin neren Anadolludur?
Türk’ e Amerikan püskürtülüsün!
Farkın şu ki, eski Başbakanlardan,
Sen o belaların son püskülüsün!

Necip Fazıl Kısakürek

1 Mayıs 2006

Rahmetle Anıyoruz

Babamın çok sevdiği arkadaşı ve meslektaşı, benim de bir kaç defa sohbetinde bulunma şerefine nail olduğum çok değerli hocamız Yaşar Tunagür Hocaefendi hakkın rahmetine kavuştu. Allah'ın rahmeti üzerinden eksik olmasın inşallah. Bu fotoğrafı son görüşmemizde 10 Ekim 2004 tarihinde çekmiş idim.