22 Eylül 2010

Eylül




Yaklaşık 3 haftadır İstanbul'a tam doyamayan biri olarak döner dönmez havanın karanlık olması, güneşin nazlanması, uzun kollu gömleğimin altındaki tenimin üşüdüğünü hissetmem, okul trafiğinin genel trafiğe etkisi ve aylar sonra karnabahar kızartıp yiyecek olmak bana her sene yaşadığım hüzün mevsiminin geldiğini hatırlattı yine...

Son bir defa uğranılan ve ortalıkta kalan son kap kacağın, giysilerin, yiyeceklerin kaldırıldığı yazlık evlerindeki o hüzünlü sessizlik...

Gecenin 12'sinde tüm yorgunlukla tatil dönüşü valizlerin indirildiği sırada çiseleyen yağmurun altında birkaç tane, hafiften sararmış yaprağın önünüzden uçup gittiğini görmek...

Sinema salonlarına yeni ve kaliteli filmlerin gelmesi,

Manav reyonlarına yeşil mandalinaların gelmesi,

Ve; hayata yeni bir başlangıç...